Cihad Kuralları
Savaş Kuralları
Riya İçin Savaşan Kimse Ateştedir!
(26) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Kıyamet günü aleyhine ilk hüküm verilecek kimseler şunlardır:
−Birincisi şehit olmuş kişidir. O huzura getirilir, Allah ona nimetlerini hatırlatır, o da ihsan olunduğu bütün nimetleri hatırlar.
Kendine:
−Bu nimetlere karşı sen ne yaptın? buyurur.
O kul:
−Senin yolunda cihad ettim, nihayet şehit edildim! der.
Allah:
−Yalan söyledin, aksine sen cesaretlidir denilmek için savaştın ve sana öyle de denildi buyurur.
Sonra emir verilir de bu kimse yüz üzeri sürüklenir ve sonunda cehenneme atılır!..’ buyurdu.”
Müslim 1905/152
Kâfir, Müslüman Olduktan Sonra
Öldürülmez!
(27) Mikdad bin el-Esved (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e:
“Ya Rasulallah! Ben kâfirlerden bir kişi ile karşılaşıp vuruşsam o da benim iki elimden birinitkılıçla vurup koparsa, sonra bir ağacın arkasına sığınıp:
−Allah için Müslüman oldum dese, bu sözü söyledikten sonra ben onu öldürebilir miyim? dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Hayır, onu öldürme!’ buyurdu.
Mikdad bin el-Esved (Radiyallahu Anh) :
−Ya Rasulallah! O benim iki elimden birini kopardı ve o sözü elimi kopardıktan sonra söyledi! dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Onu öldürme! Eğer öldürürsen, o kimse sen onu öldürmeden önceki senin durumunda, sen de o kimse o sözü söylemeden önceki durumunda
olursun!’ buyurdu.”
Buhari 3760, Müslim 95/155
Buhari 3760, Müslim 95/155
(28) Usame bin Zeyd (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi Cuheyne kabilesinden el-Huraka boyu üzerine cihada gönderdi. Bizler sabah vakti o kavme
baskın yaptık ve onları bozguna uğrattık. Ben, Ensardan bir kimseyle beraber onlardan bir adama
yetiştik. Biz onu kuşatıp yakalayınca o, La İlahe İllallah dedi. Bunun üzerine Ensarlı ondan elini
çekti. Fakat ben mızrağımı ona sapladım ve onu öldürdüm!
Medine’ye geldiğimizde, bu olay Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e ulaştı da bana:
−‘Ya Usame! Sen adamı La İlahe İllallah dedikten
sonra öldürdün öyle mi?’ buyurdu.
Ben:
−Ya Rasulallah! O bu söze sığınarak ölümden kurtulmak için söyledi! dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Sen onu La İlahe İllallah dedikten sonra öldürdün öyle mi?’ buyurdu ve bu ifadeyi bana durmadan tekrarlıyordu.
Nihayet ben:
−Keşke bu günden önce Müslüman olmasaydım! diye temenni ettim.”
Buhari 6720, 6721, Müslim 96/158, 159
Ezan Okunan Yere Baskın Yapılmaz!
(29) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fecir tulu ettiğinde baskın yapardı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ezan okunup
okunmadığını dinlerdi. Eğer bir ezan sesi işitirse baskından vazgeçer, ezan sesi işitmese baskını yapardı. Bir gün bir kimsenin, Allah-u Ekber Allah-
u Ekber dediğini duydu.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Fıtrat üzeresin’ buyurdu.
Sonra o kimse:
−Eşhedü Ella İlahe İllallah, Eşhedü Ella İlahe İllallah dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Ateşten çıktın’ buyurdu. Sonra baktılar ve onun bir davar çobanı olduğunu gördüler.”
Müslim 382/9
Kıtalden Önce İslam’a Davet
(30) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Biz mescitte bulunduğumuz sırada Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanımıza geldi ve:
‘Haydi, Yahudilere yürüyün!’ buyurdu.
Biz onunla beraber çıktık, nihayet Beytu’l- Midras’a geldik.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ayakta onlara şöyle nida etti:
−‘Ey Yahudi topluluğu! İslam dinine girin ki selamette olasınız!’ buyurdu.
Yahudiler:
−Ey Ebu Kasım! Sen tebliğ görevini yaptın! dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Ben de zaten bu İslam’a girin selamette olun tebliğimin tahakkukunu istiyorum!’ buyurdu.
Yahudiler yine:
−Ey Ebu Kasım! Sen tebliğ görevini yaptın! dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Ben de zaten bu İslam’a girin selamette olun tebliğimin tahakkukunu istiyorum!’ buyurdu.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sözünü üçüncü defa onlara söyledi ve:
−‘Bilin ki arz Allah ve Rasulünündür. Ben sizi bu araziden sürgün etmek istiyorum! Bunun için
sizden herkim kendi malından taşıyamayacağı bir şeyi olursa onu satsın! Yoksa iyi bilin ki arz Allah
ve Rasulünündür!’ dedi.”
Beytu’l-Midras: İçinde Tevrat okunan yere denir.
Buhari 7218, Müslim 1765
Müşriklerden Fiili Yardım Alınmaz!
(31) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bedir tarafına doğru sefere çıktı. Herratu’l-Vebere mevkiine vardığı vakit, cüret ve yiğitlikle namlı bir
kimse, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e erişti.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’in ashabı onu görünce sevindiler. O kişi Rasulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e ulaşınca:
−Sana ittiba etmek ve seninle beraber ganimet elde etmek için geldim! dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
−‘Allah’a ve Rasulüne iman ediyor musun?’ buyurdu.
O adam:
−Hayır, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘O halde dön! Ben bir müşrikten asla yardım istemem!’ buyurdu.
Aişe (Radiyallahu Anha) dedi ki:
−Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yoluna devam etti. Şecere mevkiine vardığımız zaman o adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) ’e yine ulaştı ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e ilk söylediği şeyleri yine söyledi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’de ona ilk söylediği şeyleri söyledi ve:
−‘O halde dön! Ben bir müşrikten asla yardım istemem!’ buyurdu.
Adam geri döndü fakat Beyda mevkiinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e yine geldi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona ilk söylediği şeyleri söyledi ve:
−‘Allah’a ve Rasulüne iman ediyor musun?’ buyurdu.
Bu sefer adam:
−Evet, iman ediyorum dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘O halde yürü!’ buyurdu.”
Müslim 1817/150
Müşriklerden Silah vb. Araçları Ödünç
Almak
(32) Yağla bin Ümeyye şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu:
−‘Sana elçilerim geldiği zaman onlara otuz zırh ve otuz deve ver.’
Yağla bin Ümeyye:
−Ya Rasulallah! Bu malları bedeli ödenmek üzere mi istiyorsun? yoksa onları geri vermek üzeremi istiyorsun? dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘İade edilmek üzere istiyorum!’ buyurdu.”
İbni Hibban 4720, Ebu Davud 3566, Ahmed 4/222
Gayrı Müslimleri Cezireden Çıkarmak!
(33) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Bana Ömer bin el-Hattab (Radiyallahu Anh) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’den şöyle işittiğini haber verdi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Yahudi ve Hristiyanları elbette Arap yarım adasından çıkaracağım! Nihayet orada Müslümandan gayrı hiç kimseyi bırakmayacağım!’ buyurdu.”
Müslim 1767/63
Savaşta Casusluk Edenlerin Öldürülmesi!
(34) Seleme bin el-Ekva (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir seferde iken müşriklerden bir casus geldi, sahabelerin yanına oturdu ve onlarla konuşmaya durdu. Sonra
dönüp gitti.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Onu bulun ve öldürün!’ buyurdu. Onu Seleme bulup öldürdü. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’de casusun devesini diğer savaş eşyalarını Seleme’ye ganimet harici olarak verdi.”
Buhari 2845, Müslim 1754/45
Halifenin Savaşanlara Savaş Adabını
Halifenin Savaşanlara Savaş Adabını
Vasiyet Etmesi
(35) Bürde (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir orduya yahut bir seriyyeye bir komutanı emir yaptığı zaman ona özel olarak Allah’tan sakınıp
takvaya sarılmasını, beraberindeki Müslümanlara da hayır tavsiyede bulunurdu.
Sonra:
‘Allah’ın adıyla Allah’ın yolunda savaşınız! Allah’a
iman etmeyen kâfirlerle savaşınız! Savaş yapınız, ancak ganimetlerde hıyanetlik yapmayınız!
Ahitlerinizi bozmayınız! Öldürdüklerinize müsle yapmayınız! Çocukları öldürmeyiniz! Müşriklerden
düşmanla karşılaştığın vakit onları üç haslete davet et! Bu üç şeyden hangisinde sana icabet ederlerse onlardan elini çek!
Sonra onları İslam’a davet et! Eğer onlar bu hususta sana icabet ederlerse onlardan bu icabeti
kabul et ve kendilerinden elini çek! Sonra onları kendi yurtlarından muhacirlerin yurduna göçmeye
çağır! Onlar eğer bunu yaparlarsa, Muhacirlerin lehine olan şeyler onların da lehine, Muhacirlerin üzerinde ki mükellefiyet ve sorumluluk onlara da
olacak şeklinde haber ver!
Eğer kendi beldelerini terk etmekten imtina ederlerse, bu takdirde Müslüman bedeviler gibi olacaklarını, Müslümanlar üzerindeki cari Allah’ın
hükümlerinin onlar için de cari olacağını kendilerine haber ver! Müslümanlarla beraber cihad etmeleri hali müstesna onlara ganimetten ve
feyden hiçbir şey ayrılmayacaktır! Eğer onlar bu Müslüman olma teklifini kabul etmezlerse, bu takdirde onlardan cizye iste! Şayet onlar bu cizyeyi vermek hususunda sana icabet ederlerse, sen onlardan bunu kabul et ve
onlarla savaşmayı bırak! Eğer onlar Müslüman olma veya cizye verme teklifini kabul etmezler ise,
o zaman Allah’tan yardım iste ve onlarla savaş! Bir kale ahalisini kuşattığın ve onlar da senden
kendilerine Allah’ın ahdini, Nebisinin ahdini tayin etmeni istedikleri vakit, sakın sen onlara Allah ve Nebisinin ahd ve zimmetini tayin etme!
Lakin sen onlar için kendi zimmetini ve
arkadaşlarının zimmetini kararlaştır! Çünkü sizlerin kendi ahitlerinizi ve arkadaşlarınızın ahitlerini bozmanız, Allah’ın ahdini ve Nebisinin
ahdini bozmanızdan daha hafiftir. Sen bir kale ahalisini kuşatır ve onlar da senden kendilerini Allah’ın hükmüne indirmeni istedikleri zaman, sen
onları Allah’ın hükmüne indirme! Fakat sen onları kendi hükmüne indir. Çünkü sen onlar hakkında Allah’ın hükmüne isabet ettiğini veya isabet etmediğini bilemezsin!’ derdi.”
Müslim 1731/3
Komutanın Askerlerini Teftiş Etmesi
(36) Ebu Berze (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir savaş yolculuğunda idi. Allah ona ganimet verdi.
Ashabına:
−‘Sizler herhangi bir kimseyi kaybettiniz mi?’
buyurdu.
Sahabeler:
−Evet, falan, falan ve falanı kaybettik! dediler. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tekrar:
−‘Sizler herhangi bir kimseyi kaybettiniz mi?’ buyurdu.
Sahabeler:
−Evet, falan, falan ve falanı kaybettik! dediler.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tekrar:
−‘Sizler herhangi bir kimseyi kaybettiniz mi?’ buyurdu.
Sahabeler:
−Hayır, dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Fakat ben Cüleybîb’i kaybettim onu arayınız!’ buyurdu. Cüleybîb şehitlerin içinde arandı. Nihayet onu öldürdüğü yedi kişinin yanında ölü olarak
buldular. Öldürülen kimsenin adamları onu öldürmüşlerdi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanına geldi ve üzerinde durup:
−‘Cüleybîb yedi kişiyi öldürdü, sonra da kendisini öldürdüler. ‘Bu bendendir ben de ondanım, bu bendendir ben de ondanım’ buyurdu.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu iki bileğinin üzerine koydu onun için Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’in iki bileğinden başka hiçbir şey yoktu.
Ravi: Şehit için bir çukur kazıldı ve kabrine konuldu dedi de yıkamayı zikretmedi.”
Müslim 2472/131
Düşmanla Karşılaşmayı Temenni Etmemek!
(37) Abdullah bin Ebi Evfa (Radiyallahu Anh) , Ömer bin Ubeydullah’a bir mektup yazdı. O mektubu ben okudum şöyle idi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) düşmanla karşılaştığı bazı savaşlarında güneş semanın ortasından meyil edene kadar bekledi
sonra insanların arasında ayağa kalkıp:
−‘Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz! Allah’tan afiyet isteyiniz. Ancak düşmanla karşılaştığınız vakit sabrediniz! Bilin ki,
cennet kılıçların gölgesi altındadır!’ buyurdu.
Sonra da:
−‘Ey bulutları yürüten, ey toplanmış orduları bozguna uğratan Allah’ım! Düşmanları bozguna uğrat, düşmanlara karşı bize yardım et’ buyurdu.”
Buhari 2772, Müslim 1742/20
(38) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz! Ancak düşmanla karşılaştığınız vakit, sabrediniz!’
buyurdu.”
Müslim 1741/19
Savaş Etmeden ve Ona Niyet Etmeden
Ölenleri Zem!
(39) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Savaşmadan ve kendi kendine savaşma isteği ile konuşmadan yani, savaşa niyet etmeden ölen kimse münafıklıktan bir şube üzere ölür!’ buyurdu.”
Müslim 1910/158
Kişiyi Savaştan Alıkoyan Özür
Kişiyi Savaştan Alıkoyan Özür
(40) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Tebük savaşından dönüp Medine’ye yaklaştığımızda:
‘Medine’de öyle topluluklar var ki, sizin
yürüdüğünüz her yerde, sizin geçtiğiniz her vadide şüphesiz onlar da sizinle beraber idiler’ buyurdu.
Sahabeler:
−Ya Rasulallah! Onlar Medine’dedir dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Onlar Medine’dedir, ama onları Medine’de özür alı koydu!’ buyurdu.”
Buhari 4122
(41) Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bir savaşta biz, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraberdik.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Medine’de öyle kimseler var ki, yürüdüğünüz her yolda, kat ettiğiniz her vadide muhakkak onlar
sizinle beraberdirler! Onları hastalık hapsedip menetmiştir!’ buyurdu.”
Müslim 1911/159