ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣﻤﻦ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢ
Kur'an ve Sünnet

Sahabe Hanımlarının Erkeklerle Ancak Perde Arkasından Konuşmaları!




Sahabe Hanımlarının Erkeklerle Ancak Perde
Arkasından Konuşmaları
 
 
 
 
İbn Mulakkin, Bedru’l-Munir’de şöyle der:
 
“Aişe radıyallahu anha ve müminlerin diğer anneleri perde arkasından rivayet ederler, onlardan işitenler böylece rivayette
bulunurlardı.” Bu malumdur, kaynak belirtmeye bile gerek yoktur” 
 
Bedru’l-Munir 9/675, İbn Hacer, Telhisu’l-Habir (4/495).
 
 
 
Mesruk, Aişe radıyallahu anha’dan rivayet ediyor:
 
“Ben Âişe radıyallahu anha'yı perde arkasından el çırparak şöyle derken işittim: 
 
“Ben Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem'in hedy kurbanının nişan iplerini ellerimle örerdim. Sonra kurbanı gönderir; kurbanı kesilinceye kadar ihrâmlı bir kimsenin çekindiği biç bir şeyden çekinmezdi.”
 
Buhari (5246) Muslim (1321) Darimi (1935) Ahmed (6/190) Tahavî Muşkilu’l-Asar (5514-5515) Şerhu Meani’l-Asar’da (4179), İbn Abdilberr et-Temhid (17/227)
 
 
عبد اهلل أبو الصهباء الباهلى والد عقبة الصم رآى سْت عائشة
رضى اهلل عنها ف املسجد اْلامع تكلم الناس من وراء السْت وتسئل
من ورائه
 
Ukbe el-Asam’ın babası Abdullah Ebu’s-Sahbâ el-Bahili;
 
Aişe radıyallahu anha’yı Mescidu’l-Cami’de insanlara perde arkasından konuşurken ve perde arkasından sorarken görmüştür.”
 
Buhari, Tarihu’l-Kebir (5/121)
 
 
 
Ebu Hâtim şöyle dedi:
 
 
قال أبو حامت سعيد بن املسيب عن عائشة رضي اهلل عنها إن
كان شيئا من وراء السْت
“Said b. El-Museyyeb, Aişe radıyallahu anha’dan perde arkasından işitmiştir.”
 
el-A’lâî, Camiu’t-Tahsil (s.184)
 
 
Ebû Mûsâ radiyallahu anh'den:
 
"Biz Ci'râne'de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte idik. Beraberinde Bilâl de vardı. Derken bir bedevi Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e gelip şöyle dedi:
 
“Ey Muhammed! Bana verdiğin sözü yerine getirmeyecek misin?" Ona cevaben:
“Müjde!” dedi. Bedevî şu karşılığı verdi:
“Bana müjde!” sözünü çok söyledin.” Bunun üzerine bana ve Bilâl'e öfkeli bir şekilde dönerek şöyle buyurdu:
“Bu adam müjdeyi reddetti. Siz kabul edin”
“Kabul ettik” dedik. Sonra bir tas su getirtti. İçinde elini ve yüzünü yıkadı ve içine tükürdü. Sonra şöyle buyurdu:
“Haydi içiniz! Yüzünüze ve göğsünüze boşaltınız! Sizlere müjdeler olsun!” Hemen tası aldık, emrini yerine getirdik. Bunun üzerine Ümmü Seleme radıyallahu anha perde arkasından
seslenerek:
“Haydi, tasınızdan artırıp annenize de verin!” dedi. Ona da tastan biraz su verdik."
 
Buhârî (4328) ve Müslim (2497).
 
 
 
Yusuf b. Mahek’den:
 
عن يوسف بن ماهك قال : كان مروان على اْلجاز استعمله
معاوية فخطب فجعل يذكر يزيد بن معاوية لكي يبايع له بعد أبيه
فقال له عبد الرمحن بن أيب بكر شيئا فقال خذوه فدخل بيت عائشة
فلم يقدروا فقال مروان إن هذا الذي أنزل اهلل فيه } والذي قال
لوالديه أف لكما أتعدانين { . فقالت عائشة من وراء اْلجاب ما
أنزل اهلل فينا شيئا من القرآن إل أن اهلل أنزل عذري
 
Muaviye radıyallahu anh, Mervan’ı Hicaz’a vali olarak görevlendirince biat edilmesi için babasından sonra Yezid b. Muaviye’ye biat edilmesinden bahseden hutbe verdi.
Abdurrahman b. Ebi Bekr ona bir şey söyledi. Mervan buna öfkelendi ve: “Yakalayın onu!” dedi. Abdurrahman kaçıp Âişe'nin evine girdi. Böylece onu yakalayamadılar. Bunun üzerine Mervan dedi ki: “Allah bu şahıs hakkında şu âyeti
indirmiştir: “Annesine ve babasına 'öf ikinizden' diyen..." (Ahkâf, 17) 
 
Hemen Âişe radıyallahu anha perde arkasından ona şu karşılığı verdi: “Allah bizim hakkımızda bizimle ilgili Nûr suresindeki beraatimi haber veren âyetlerden başka bir âyet
indirmemiştir.”
 
Buhari (4827)
 
 
Abdulmuttalib b. Rabîa b. el-Hâris radiyallahu anh'den rivayet ediyor: 
 
Rabîa ile Abbâs buluşup bir araya geldiler; dediler ki:
 
"Şu benim çocuğum (yani Abdulmuttalib) ile Fadl b. el-Abbâs'ı Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e göndersek de, onunla konuşup bu zekât toplama işine onları görevlendirse, onlara vereceklerini verseler, elde edeceklerini de elde etseler." Tam o anda Ali radıyallahu anh geldi ve ona da durumu anlattılar. Bunun üzerine şöyle dedi: "Bunu yapmayın; çünkü o sizin bu teklifinizi kabul etmez." Sonra Rabî'a onunla (Ali ile)
yalnız başına kalınca şöyle dedi:
"Sen bunu bize rekabet yapmak için söylüyorsun. Sen Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in damatlığını elde ettin de biz seni kıskanmadık."
 
Allah Rasulünün damadı:
 
"Benim böyle bir niyetim ve gayem yoktur vallahi! Haydi, onları gönderin!" dedi. Onlar beraberce gittiler ve Ali yattı. Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem öğleyi kıldırdıktan sonra biz
hücresine kendisinden önce vardık. Onun yanında durduk. Gelip kulaklarımızdan tuttu ve şöyle dedi:
 
"Haydi, içinizdekini söyleyin!" Derken içeri girdi; biz de onunla girdik. O zaman Zeynep bt. Cahş radıyallahu anha'nın nöbetindeydi.
 
"Haydi gelin yemeği beraber yiyelim" dedi. Bir süre konuşmak için birbirimizi bekledikten sonra aramızdan birimiz konuştu ve dedi ki:
"Ey Allah'ın Resulü! Sen insanların en iyisi ve en yardım sevenisin. Biz evlilik çağına geldik. Bizi zekât toplama işlerinde görevlendirsen de aldıklarımızın bir kısmını insanların verdikleri
gibi versek, elde edeceğimizi de biz elde etsek." Hiç cevap vermeden uzunca sustu. Öte yandan Zeynep de perde ar-kasından (biz tekrar konuşmak istediğimizde susmamız için)
işaret ediyordu. Sonra şöyle buyurdu:
 
"Bu zekâtlar Muhammed ailesine yaraşmaz. Çünkü bunlar insanların kirleridir. Haydi bana humus (beşte bir zekâtı) işleri ile uğraşan Mahmiyye'yi ve Nevfel b. el-Hâris b. Abdillah'ı da
çağırın!" Her ikisi de geldi. Mahmiyye'ye dedi ki:
 
"Haydi, kızını şu çocuğa Fadl b. Abbâs'a nikâhla." Hemen nikâhladı. Nevfel'e de: "Haydi, sen de kızını bu çocuğa ver!' dedi. O da verdi.
 
Sonra Mahmiyye'ye:
 
"Haydi, bunların mehrini humus malından şu kadar şu kadar ver!" buyurdu.
 
Muslim (1072)
 
 
Bu hadis, Zeyneb radıyallahu anha’nın perde arkasında olduğunu açıkça ifade etmektedir. Bu da asr-ı saadette kadınlarla erkeklerin bir arada durmadıklarına delildir.
 
 
Abdurrahman b. El-Esved’den:
 
بعثين أيب إل عائشة أسأَلا سنة احتلمت فأتيتها فناديتها من
وراء اْلجاب
Babam beni Aişe radıyallahu anha’ya birşey sormak üzere gönderdi. Ona gittim ve perde arkasından seslendim...”
 
İbn Sa’d, Tabakat, (6/289) Fesevî, Marife (3/92) isnadı sahihtir.
 
 
Ebu Seleme b. Abdirrahman’dan: 
Aişe radıyallahu anha’ya dediler ki:
 
قلن لعائشة إَّنا فاقنا عروة بدخوله عليك كلما أراد قالت وأنت
إذا أردت فاجلس من وراء اْلجاب فسلين عما أحببت فإنا مل جند
أحدا بعد النب صلى اهلل عليه و سلم أوصل لنا من أبيك وقال رسول
اهلل صلى اهلل عليه و سلم ل َين عليكن إل الصادق البار وهو عبد
الرمحن بن عوف
 
Urve senin yanına girmekte bizden öndedir. İstediği zaman giriyor.” Dedi ki: “Sen de istersen perdenin arkasında oturur, bana istediğini sorarsın. Bizler Nebi sallallahu aleyhi ve
sellem’den sonra babandan bize haber getirecek kimse bulamadık. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Size ancak sadık ve iyi bir kimse merhamet eder. O da Abdurrahman b.
Avf’tır” buyurmuştu.
 
İbn Sa’d, Tabakat (8/211) İbn Asakir (29/297) isnadı hasendir.
 
 
 
Şehr b. Havşeb’den:
 
سألت أم سلمة من وراء اْلجاب ما كان أكثر دعاء رسول
اهلل صلى اهلل عليه وسلم ف يومك ؟
 
Ümmü Seleme radıyallahu anha’ya perde arkasından “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in senin gününde en çok yaptığı dua hangisiydi?” diye sordum..”
 
Dulabî, el-Kuna ve’l-Esma (1215) isnadı hasendir.
 
 
Atâ b. Ebi Rabah rivayet ediyor: “Ben ve Ubeyd b. Umeyr, Aişe radıyallahu anha’nın yanına gittik. O Bi’r-i Meymun’da idi. Misvakının sesini perde arkasından işitiyorduk..”
 
Beyhaki Sunen (10/49) isnadı sahihtir.
 
 
 
Cumey’ b. Umeyr dedi ki:
 
دخلت مع أمي على عائشة فسمعتها تسأَلا من وراء اْلجاب
عن علي
 
 
“Annemle beraber Aişe radıyallahu anha’nın yanına girdik. Annemin Aişe radıyallahu anha’ya Ali radıyallahu anh hakkında sorduklarını perde arkasından işitiyordum…”
 
Nesai Sünenu’l-Kubra (5/140) Hakim (3/167) isnadı hasendir.
 
 
Aişe radıyallahu anha’nın azatlısı Ebu Yunus’tan: o da Aişe radıyallahu anha’dan:
 
أن رجَل جاء إل النب صلى اهلل عليه وسلم يستفتيه وهي
تسمع من وراء اْلجاب
 
“Bir adam Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek bir şey sordu. Aişe radıyallahu anha da perde arkasından dinliyordu…”
 
Muslim (1110) Nesai Sünenu’l-Kübra (6/462) Ebu Nuaym Musnedu’l-Mustahrac (3/187) İbn Hibban (8/268) Beyhaki (4/214) 
 
Sahih Müslim’in rivayetinde: “Kapı arkasından dinliyordu” şeklindedir.
 
 
 
Umm Sulce’den:
 
دخلت على عائشة فناداها رجل من وراء اْلجاب فسأَلا عن
النبيذ فقالت هنى رسول اهلل صلى اهلل عليه و سلم عن الدباء واملزفت
 
“Aişe radıyallahu anha’nın yanına girdim. Bir adam ona perde arkasından seslenerek nebiz hakkında sordu. O da Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in duba (kabaktan yapılmış kap) ve muzeffetten (ziftlenmiş kaptan) yasakladığını
söyledi.”
 
Taberani Evsat (5/85) İsnadı zayıftır. Yezid b. Ebi Ziyad zayıftır.
 
 
Halid b. El-Vaşime şöyle dedi:
 
دخلت على عائشة وعندها بعض إخوهتا فعرفت صويت وهي
من وراء اْلجاب فقالت أخالد قلت نعم
 
“Aişe radıyallahu anha’nın yanına girdim. Yanında bazı kız kardeşleri vardı. O perdenin arkasında iken beni sesimden tanıdı. “Sen Halid misin?” dedi. Ben de “evet” dedim…”
 
İbn Asakir (19/445) isnadında meçhul raviler vardır.
 
 
Ebu Said er-Rakaşî’den:
 
مسعت عائشة ، من وراء اْلجاب يقول : مسعت رسول اهلل
صلى اهلل عليه وسلم يقول : » اتقوا النار ولو بشق َترة «
 
Perde arkasından Aişe radıyallahu anha’nın şöyle dediğini işittim: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
 
“Yarım hurmayla dahi olsa, ateşten saknın.”
 
Ebu’ş-Şeyh Tabakat (889)
 
 
Amr b. Kays’tan:
 
جاء رجل إل أم سلمة رضي اهلل عنها يسأَلا فسمعها تقول
من وراء اْلجاب واهلل ألنزلت هذه اآلية ف أصحاب األهواء ! )
الذين فرقوا دينهم وكانوا شيعا ( ! الروم
 
Umm Seleme radıyallahu anha’ya bir adam geldi ve soru sordu, o da dinledi. Perde arkasından cevap vererek şöyle dedi:
Allah bu ayeti heva ashabı hakkında indirmiştir: “Sakın dinlerini parçalayan, fırka fırka olan ve her fırkası, kendi elindekiyle sevinen müşrikler gibi olmayın.” (Rum 32)”
 
İbn Şebbe, Tarihu’l-Medine (2393)
 
 
Abbas b. Abdilmuttalib radıyallahu anh’den:
 
دخلت على رسول اهلل صلى اهلل عليه و سلم وعنده نساؤه
فاستْتن من ال ميمونة
 
“Hastalığı sırasında Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına girdim. Bu sırada Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında hanımları vardı. Yeğenim Meymune hariç diğer hanımları perde arkasına geçtiler…”
 
Sahih. Ahmed (1/209) Ebu Ya’la (12/62) Fesevi Marife (1/239)
 
 
Ömer b. El-Hattab radıyallahu anh’den:
 
قال ملا مرض النب صلى اهلل عليه و سلم قال ادعوا ِل
بصحيفة ودواة اكتب لكم كتابا ل تضلوا بعده ابدا فكرهنا ذلك اشد
الكراهة مث قال ادعوا ِل بصحيفة أكتب لكم كتابا ل تضلوا بعده
أبدا فقال النسوة من وراء السْت ال تسمعون ما يقول رسول اهلل صلى
اهلل عليه و سلم فقلت انكن صواحبات يوسف اذا مرض رسول اهلل
صلى اهلل عليه و سلم عصرتن اعينكن واذا صح ركبت عنقه فقال
رسول اهلل صلى اهلل عليه و سلم دعوهن فاهنن خري منكم
 
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem hastalınca: “Bana bir kağıt ve divit getirin, size benden sonra asla sapmamanız için yazı yazayım” buyurdu. Biz bundan hiç hoşlanmadık.
 
Sonra: “Bana kağıt getirin de benden sonra asla sapmamanız için bir yazı yazayım” dedi. Perde arkasındaki kadınlar: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ne söylediğini duymuyor musunuz?” dediler. Ben dedim ki: “Sizler Yusuf’un kadınları
gibisiniz. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem hastalandığında gözlerinizi çatarsınız. İyileşince de boynuna binersiniz.”
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Onları bırakın. Zira onlar sizden hayırlı” buyurdu.
 
Taberani, Evsat (5/287)
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol