ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣﻤﻦ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢ
Kur'an ve Sünnet

Mescid Dışındaki Binalar İçin Yapılan Harcamadan Ecir Ummak Bid'attir

Mescid Dışındaki Binalar İçin Yapılan
Harcamadan Ecir Ummak Bid'attir


Ebu Muaz Seyfullah el- Çubukabadi


 
Enes b. Malik radıyallahu anh'den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem birgün dışarı çıkıp yüksek bir kubbe gördü ve: “Bu da ne böyle?”
dedi. (Orada bulunan) sahâbîler de kendisine: “Bu kubbe ensardan falanca kişiye aittir” dediler, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hoşlanmadığı bu işi içinde saklayarak sükût etti. Nihayet bu kubbenin sahibi Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem'e gelip halkın içinde selâm verdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de ondan yüz çevirdi. Adam selamının alınmadığını
anlayınca bu selam verme işini defalarca tekrarladı. Nihayet adam her defasında da selamının alınmadığını görünce Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’deki öfkeyi ve kendinden yüz
çevirdiğini sezdi ve durumu arkadaşlarına açarak dert yandı: “Vallahi ben Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem'in bu davranışını yadırgadım” dedi. Onlar da: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem dışarı çıktı, senin bu kubbeni gördü” dediler. Bunun üzerine adam hemen kubbesini dönüp yıktı, yerle bir etti. Derken Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem birgün yine dışarı çıktı.
Bu kubbeyi göremeyince (oradakilere): “Kubbeye ne oldu?” diye sordu. Onlar da: “Onun sahibi bize senin kendisinden yüz çevirdiğinden sızlandı. Gi­ dip onu yıktı” dediler. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de:
ﺃَﻣَﺎ ﺇِﻥَّ ﻛُﻞَّ ﺑِﻨَﺎﺀٍ ﻭَﺑَﺎﻝٌ ﻋَﻠَﻰ ﺻَﺎﺣِﺒِﻪِ ﺇِﻟَّﺎ ﻣَﺎ ﻟَﺎ، ﺇِﻟَّﺎ ﻣَﺎ ﻟَﺎ
ﻳَﻌْﻨِﻲ ﻣَﺎ ﻟَﺎ ﺑُﺪَّ ﻣِﻨْﻪُ
“İhtiyaç fazlası her bina sahibi üzerine bir vebaldir” buyurdu.[1]
 
Bir rivayette: “Ancak mescid hariç ” şeklindedir.
 
Bu rivayette Allah ve rasulüne isyan edenlerden selamı kesmenin ve onlardan selam almamanın
sünnetten olduğuna delil vardır ve bunu "tekfir etmek" olarak yorumlayanların hata ettiğine
işarettir.
 
Enes radıyallahu anh’den gelen diğer rivayet şu şekildedir:
ﻣَﺮَﺭْﺕُ ﻣَﻊَ ﺭَﺳُﻮﻝِ ﺍﻟﻠﻪِ ﺻَﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻋَﻠَﻴﻪ ﻭَﺳَﻠﻢ ﻓِﻲ
ﻃَﺮِﻳﻖٍ ﻣِﻦْ ﻃُﺮُﻕِ ﺍﻟْﻤَﺪِﻳﻨَﺔِ، ﻗَﺎﻝَ: ﻓَﺮَﺃَﻯ ﻗُﺒَّﺔً ﻣِﻦْ ﻟَﺒِﻦٍ،
ﻓَﻘَﺎﻝَ: ﻟِﻤَﻦْ ﻫَﺬِﻩِ؟ ﻗِﻴﻞَ: ﻟِﻔُﻼَﻥٍ، ﻓَﻘَﺎﻝَ: ﺃَﻣَﺎ ﺇِﻥَّ ﻛُﻞَّ ﺑِﻨَﺎﺀٍ
ﻭَﺑَﺎﻝٌ ﻋَﻠَﻰ ﺻَﺎﺣِﺒِﻪِ ﻳَﻮْﻡَ ﺍﻟْﻘِﻴَﺎﻣَﺔِ , ﺇِﻻَّ ﻣَﺎ ﻛَﺎﻥَ ﻓِﻲ
ﻣَﺴْﺠِﺪٍ، ﺃَﻭْ ﺑِﻨَﺎﺀِ ﻣَﺴْﺠِﺪٍ, ﺃَﻭْ ﻗَﺎﻝَ: ﺛُﻢَّ ﻣَﺮَّ ﻓَﻠَﻢْ ﻳَﺮَﻫَﺎ،
ﻓَﻘَﺎﻝَ: ﻣَﺎ ﻓَﻌَﻠَﺖِ ﺍﻟْﻘُﺒَّﺔُ؟ ﻗَﺎﻝَ: ﻗُﻠْﺖُ: ﺑَﻠَﻎَ ﺻَﺎﺣِﺒَﻬَﺎ ﻣَﺎ
ﻗُﻠْﺖَ, ﻓَﻬَﺪَﻣَﻬَﺎ , ﻓَﻘَﺎﻝَ: ﺭَﺣِﻤَﻪُ ﺍﻟﻠﻪُ
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber Medine yollarından birinden geçiyordum. Kerpiçten
bir kubbe gördü ve: “Bu kimin?” dedi. “Falanın” dediler. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir mescid veya mescid binası için olanlar dışında her bina kıyamet gününde
sahibi için bir vebaldir.” Sonra o kubbeyi göremedi. “Kubbeye ne oldu?” dedi. Ben:
“Söylediğin sözler kubbenin sahibine ulaşınca onu yıktı” dedim. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah ona rahmet etsin ” buyurdu.[2]
 
İbrahim en-Nehâî’den: Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh şöyle demiştir:
ﻧَﻔَﻘَﺔُ ﺍﻟﺮَّﺟُﻞِ ﻋَﻠَﻰ ﻧَﻔْﺴِﻪِ ﻭَﺃَﻫْﻠِﻪِ ﻭَﺻَﺪِﻳﻘِﻪِ ﻭَﺑَﻬِﻴﻤَﺘِﻪِ ﻟَﻪُ
ﻣِﻨْﻬَﺎ ﺃَﺟْﺮٌ، ﺇِﻟَّﺎ ﻧَﻔَﻘَﺘَﻪُ ﻓِﻲ ﺑِﻨَﺎﺀٍ، ﺇِﻟَّﺎ ﺃَﻥْ ﻳَﻜُﻮﻥَ
ﻣَﺴْﺠِﺪًﺍ « ، ﻓَﻘِﻴﻞَ ﻟَﻪُ: ﻓَﺈِﻥْ ﻛَﺎﻥَ ﺑِﻨَﺎﺀً ﻛَﻔَﺎﻓًﺎ؟، ﻗَﺎﻝَ:
»ﻓَﺬَﻟِﻚَ ﻟَﺎ ﻟَﻪُ ﻭَﻟَﺎ ﻋَﻠَﻴْﻪِ « . ﻓَﻘِﻴﻞَ ﻟَﻪُ: ﻓَﺈِﻥْ ﻛَﺎﻥَ ﻓَﻮْﻕَ
ﺍﻟْﻜَﻔَﺎﻑِ؟، ﻗَﺎﻝَ: » ﻋَﻠَﻴْﻪِ ﻭِﺯْﺭُﻩُ، ﻭَﻟَﺎ ﺃَﺟْﺮَ ﻟَﻪُ ﻓِﻴﻪِ«
“Kişinin nefsi, ailesi, arkadaşı ve hayvanı için yaptığı harcamadan dolayı ecir vardır. Ancak
mescid dışındaki bir bina için yaptığı harcamadan ecir yoktur.” Ona denildi ki: “Kişinin kendisine yetecek kadar bina yapmasına ne dersin?” Şöyle
dedi: “Bu ne lehine, ne de aleyhinedir.” Ona denildi ki: “Peki ya kendisine yeten miktarın üstünde bir bina için yaptığı harcamaya ne dersin?” Şöyle dedi: “Bundan dolayı ona günah
vardır. Bundan dolayı ona ecir yoktur.” [3]
 
Bu rivayetlerden anlaşılmaktadır ki; Mescid dışında binalar olan; medrese, dernek, dergah gibi ibadet maksatlı yapılan binalar için yapılan harcamalardan ecir ummak bid’attir.
 
[1] Sahih ligayrihi . Ebu Davud (5237) Bezzar (14/42) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (7/291) İbn Mace (4161) Buhari Tarih (9/45) Ebu Ya’la
(7/308) Tahavî Muşkilu’l-Asar (956) Beyhaki Şuab (7/390) İbn Ebi’d-Dunya Kasru’l-Emel (240, 284) İbn Ebi Ömer el-Adeni’nin Müsned’inden
naklen: Metalibu’l-Aliye (3269) el-Elbani, Sahihu’t-Tergib (1874) es-Sahiha (2830)
[2] Hasen. Ahmed (3/220) Ziyau’l-Makdisi el-
Muhtare (4/370) Ebu Nuaym Tarihu İsbehan (2/186, 276) Taberani Evsat (3/258) İbn Ebi’d- Dunya Kasru’l-Emel (235) Darekutni İlel (12/216)
Esbehani et-Tergib (2/206) Beyhaki Şuabu’l-İman (7/390-391)
[3] Mevkuf. İbn Ebi’d-Dunya Kasru’l-Emel (302) Beyhaki Şuabu’l-İman (7/391)
 
* Aynısını İbrahim en-Nehâi mürsel olarak merfuan rivayet etmiştir: İbn Ebi’d-Dunya Kasru’l- Emel (285) Beyhaki Şuabu’l-İman (7/391)
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol