ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣﻤﻦ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢ
Kur'an ve Sünnet

Allah’ın Rasulünün Çağrısını Kabul Ediniz

Allah’ın Rasulünün Çağrısını Kabul Ediniz 

 
 
Yüce Allah buyuruyor ki: 
 
"Ey iman edenler! Sizi, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman Allah ve Rasûlünün çağrısına uyun. Bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer ve muhakkak onun huzurunda toplanacaksınız." 
(el-Enfal, 8/24) 
 
1- Buhârî dedi ki: "Size hayat verecek" sizi ıslah edip, düzeltecek. "...Çağrısına uyun" çağrısını kabul edin demektir. 
 
2- Mücahid yüce Allah'ın: "Size hayat verecek" buyruğu hakka (uyun) demektir. 
 
3- Katade dedi ki: İşte bu kurtuluşu, kalıcılığı ve hayatı ihtiva eden Kur’ân-ı Kerim'dir. 
 
4- es-Süddi dedi ki: "Size hayat verecek şeylere" buyruğu şu demektir: Küfür ile ölümlerinden sonra İslâm ile onları diriltecektir. 
 
5- Urve b. ez-Zübeyr dedi ki: "Size hayat verecek şeylere" yani daha önce zelil iken Allah'ın kendisiyle sizi aziz kıldığı, zayıf iken güçlendirdiği, düşmanlarınız tarafından kahrediliyorken onlara karşı sizleri koruduğu savaş
çağrısına uyun demektir.1
 
Cihada hayat denilmesinin sebebi düşmanlarının güçlerini kaybetmelerinin onların hayat bulmalarına ve güçlenmelerine sebep teşkil etmesindendir. Yahutta cihad ebedi hayatı gerektiren şehadete sebep olduğundan ya 
da hayatın kaynağını teşkil eden uhrevi hayattaki mükafata sebep olduğundan dolayıdır. 
 
Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: 
 
"Ahiret yurduna gelince, asıl hayat yurdu işte orasıdır." (el-Ankebut, 29/64) 
-Devamlı ve sürekli hayat demektir-2
 
6- el-Ferra dedi ki: "Size hayat verecek şeyler"den kasıt işlerinizi canlandıracak şeyler demektir. 
 
Buna göre "onların hayat bulması" ile ilgili beş görüş ortaya atılmış bulunmaktadır: 
 
1- Dünya ve âhirette işlerinin ıslah edilmesidir. 
 
2- Dünya hayatında onların güzel bir şekilde anılmaları, âhirette de ebedi hayata kavuşmalarıdır. 
 
3- Âhirette nimetlerinin devam etmesidir. 
 
4- Mü'min olmaları demektir. Çünkü kâfir ölü gibidir. 
 
5- Ölümlerinden sonra onları diriltecektir. Bu da bundan kasıt cihaddır diyenlerin görüşüne göre yapılan bir açıklamadır. Çünkü şehidler diridirler ve cihad onları zelil iken aziz kılar. Sanki bu yolla hayat bulmuş
gibidirler.3
 
Yüce Allah'ın: "Bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer" buyruğuna gelince, 
 
A- Kasımi dedi ki: Bu birkaç anlama gelme ihtimali olan bir buyruktur. 
 
a. Yüce Allah kişinin kalbine hakimdir. O kalbini dilediği gibi evirip çevirir. Eğer onu hidâyete iletmek isterse kalbi ile küfür arasına, eğer onun delaletini murad ederse kalbi ile imanı arasına girer. 
 
Bu manadaki açıklamayı Hakim, Müstedrek adlı eserinde İbn Abbas'tan rivayet etmiş ve sahih olduğunu belirtmiştir. Bunu Peygamber Salallahu aleyhi vesellem'den rivayet edilen şu hadisler desteklemektedir: 
 
Peygamber Salallahu aleyhi vesellem: "Ey kalbleri evirip çeviren (Allah'ım)! Dinin üzere kalbime sebat ver" duasını çokça yapardı."4
 
"Adem oğullarının kalbleri Rahmanın parmaklarından iki parmak arasında tek bir kalb gibidir. Onları dilediği gibi evirip çevirir. Daha sonra Rasûlullah Salallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: 
 
"Ey kalbleri evirip çeviren Allah'ım! Kalblerimizi senin itaatine yönlendir."5
 
b. Bu buyruk ölüm gelmeden önce itaate koşmak için bir teşviktir. Buna göre yüce Allah'ın: "Allah kişi ile kalbi arasına girer" buyruğu şu demek olur:
 
Onun canını alır ve bu sefer elindeki fırsatı kaybetmiş olur. Bu da ihlâslı bir kalbe sahip olmak, onun hastalıklarını ve illetlerini tedavi etmek, Allah'ın dilediği şekilde onu geri teslim 
etmektir. İşte bu fırsatı ganimet biliniz, Allah'a ve Rasûlüne ihlâsla itaat ediniz. Böylelikle ölüm kişi ile kalbi arasına girmeye benzetilmiştir. Çünkü kişi kalbiyle kendisine faydalı olanla olmayan şeyleri bilmek ve akletmek imkanını bulur.6
 
Derim ki hadis-i şerifte Rahman olan Allah'ın parmakları bulunduğuna delalet vardır. Ancak bu onun yüce zatına layık bir şekildedir, teşbih ve temsil sözkonusu değildir. Eller, bacak, ayak, yüz ve daha başka kitap ve sünnette sabit sıfatlar da bu kabildendir. 
 
1- "Kişi ile kalbi arasına girer." Mü'min ile küfür, kâfir ile iman arasına girer.7
 
2- Mü'min ile isyan etmesi arasına, kâfir ile itaat etmesi arasına girer.8
 
3- Kişi ile kalbi arasına girerek akletmesine imkan tanımaz.9
 
İbnu'l-Anbarî dedi ki: Yani kişi ile aklı arasına girer. O halde amel etmekte elinizi çabuk tutunuz. Çünkü sizler aklınızın gideceğinden emin değilsiniz. Neticede önceden yaptıklarınızı elde edersiniz. 
 
4- Anlamı şudur: O kişiye pek yakındır, onun gizlediklerinden, sırlarından hiçbir şey ona gizli kalmaz.10
 
5- Kişi ile kalbi arasına girer. Dolayısıyla onun izni olmadan ne iman edebilir, ne de kâfir olabilir.11
 
6- Kişi ile kalbi arasına girer. Yani kişi ile hevası arasına engel olur.12
 
7- Kişi ile kalbi ile temenni ettiği uzun ömür, yardım ve daha başka şeyler arasına girer. 
 
8- Kişi ile kalbi arasına ölüm vasıtası ile girer. O halde ölümden önce amel etmek için elinizi çabuk tutunuz. 
 
9- Kişi ile kalbi arasına ilmiyle girer. Dolayısıyla kul kalbinde her ne kötülük gizlerse mutlaka Allah onu bilir ve bunu Allah'tan gizleyip saklayamaz. 
 
10- Kalbine saldığı korku ya da güvenliğin arasına girer. Korkuyorken güvenliğe kavuşur, güven duymakta iken korkar.13
 
B- Taberî az önce geçen sözlere benzer açıklamaları kaydettikten sonra şunları söylüyor: 
 
Yüce Allah: "Bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer" diye genel bir ifade kullanmakta ve onun kul ile kalbi arasına girdiğini haber vermektedir. Sözünü ettiğimiz bu hususlardan herhangi birisini diğerlerine göre tahsis etmemektedir. Buyruğun bütün bu manalara gelme ihtimali vardır. Haberi genelliği üzere kabul etmek gerekir ta ki kabul edilmesi gereken o haberi tahsis eden bir başka delil tespit edilinceye kadar.
 
 
 
 
 
1. Bk. İbn Kesîr, II, 297. 
2. el-Kasımi, Mehasinu't-Te'vil, VIII, 34.
3. Bk. Zadu'l-Mesir, III, 339. 
4.  Ahmed ve hasen olduğunu belirterek Tirmizî. 
5. Muslim. 
6. Bk. Kasımi, Mehasinu't-Te'vil, VIII, 35. 
7. İbn Abbas'tan rivayet edilmiştir. 
8. el-Avfi, İbn Abbas'tan rivayet etmiştir. 
9. Mücahid 
10. Katade 
11. Süddi 
12. İbn Kuteybe zikretmiştir.
13. Zadu'l-Mesir, III, 340.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol