ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣﻤﻦ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢ
Kur'an ve Sünnet

Zekat Nisabı (Miktarı)

Zekat Nisabı (Miktarı)

 


Zekat Nisabı (Miktarı)

 
(11) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) , Enes (Radiyallahu Anh) ’ı Bahreyn’e zekat amili olarak gönderdiği vakit, onun için şu mektubu yazmıştı:
Bismillahirrahmanirrahim. Bu Allah’ın, Rasulüne emrettiği ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) ’in Müslümanlar üzerine takdir ettiği zekat farizasıdır. Herkimden bu mektupta bildirilen miktarda zekat istenirse, o kimse zekatını versin.
Bundan fazlası istenirse fazlasını vermesin.
Devenin yirmi dört tanesi ve daha aşağısında, koyundan vacip olan zekat her beş devede bir koyundur.
Deve sayısı yirmi beşe erişince, otuz altıya kadar bir ‘Bintu mehad’
Bintu Mehad: Bir yaşını doldurmuş ve iki yaşına basmış dişi deve.
Otuz altıya erişince, kırk beşe kadar bir ‘Bintu lebun’
Bintu Lebun: İki yaşını doldurmuş ve üç yaşına basmış dişi deve.
Kırk altıya erişince, altmışa kadar bir ‘Hıkka’ Hıkka: Üç yaşını doldurmuş ve dört yaşına basmış erkek veya dişi deve.
Altmış bire erişince, yetmiş beşe kadar bir ‘Cezea’ Ceze’a: Dört yaşını doldurmuş ve beş yaşına
basmış erkek deve. Cezea, dört yaşını doldurmuş ve beş yaşına basmış dişi deve.
Yetmiş altıya erişince, doksana kadar iki ‘Bintu lebun’
Doksan bire erişince, yüz yirmiye kadar iki ‘Hıkka’ zekat vermek vacibdir.
Deve sayısı yüz yirmiden daha fazla olursa, her kırk devede bir ‘Bintu lebun’ ve her elli devede bir
‘Hıkka’ zekat vardır. Yanında dört deveden gayrı bulunmayan kimseye gelince, o miktarda zekat yoktur. Ancak deve sahibi kendi vermek isterse bu müstesnadır.
Deve adedi beşe ulaştığında ondan bir koyun zekat vermek vaciptir. Yaylakta kalan koyunun zekatında, koyun sayısı kırk olunca, yüz yirmiye kadar bir koyundur. Yüz yirmiden fazlada iki yüze kadar iki koyundur. Koyun sayısı iki yüzden fazla olursa, üç yüze kadar üç koyundur. Koyun sayısı üç yüzden fazla olursa, her yüz koyunda bir zekat
vardır. Bir kimsenin yayılır koyunu, kırktan bir koyun noksan olursa, bu noksan koyunda zekat yoktur. Ancak sahibi diler verirse bu müstesnadır.
İki yüz dirhem gümüşün onda birinin dörtte biri yani kırkta biri miktarında zekat vaciptir Gümüş miktarı yüz doksan dirhem olursa bunda da zekat
yoktur. Ancak gümüş sahibi diler verirse bu müstesnadır.”
Önemli Uyarı:
 
1) Deve sayısı yirmi beşe erişince, otuz altıya kadar, bir yaşını doldurmuş ve iki yaşına basmış dişi deve verilir.
2) Otuz altıya erişince, kırk beşe kadar, iki yaşını doldurmuş ve üç yaşına basmış dişi deve verilir.
3) Kırk altıya erişince, altmışa kadar, üç yaşını doldurmuş ve dört yaşına basmış erkek veya dişi deve verilir.
4) Altmış bire erişince, yetmiş beşe kadar, dört yaşını doldurmuş ve beş yaşına basmış erkek veya dişi deve verilir.
5) Yetmiş altıya erişince, doksana kadar, iki tane iki yaşını doldurmuş ve üç yaşına basmış dişi deve verilir.
6) Doksan bire erişince, yüz yirmiye kadar, iki tane üç yaşını doldurmuş ve dört yaşına basmış erkek veya dişi deve verilir.
7) Yüz yirmiden daha fazla olursa, her kırk devede bir tane iki yaşını doldurmuş ve üç yaşına basmış
dişi deve verilir.
 
Buhari 1380, Ebu Davud 1567, Nesei 2446, İbni Mace 1800, İbnu’l-Carud 342, İbni Huzeyme
2261, İbni Hibban 3266, Ebu Yağla 127,
Darekutni 2/113, Begavi 1570, Ahmed 1/11

 
(12) Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu yemene gönderdiği vakit sığırdan her otuz sığıra zekat farizası olarak iki yaşında erkek yahut dişi
dana almasını; her kırk sığıra üç yaşında erkek yahut dişi dana almasını emretti.”
 
Ebu Davud 1576, Nesei 2449, 2450, Tirmizi 623,
Darimi 1/382, İbni Mace 1803, İbni Huzeyme 2268, İbni Hibban Mevarid 794, İbnu’l-Carud
343, Darekutni 2/94, Begavi 1071, Abdurrezzak 6841

 
(13) Ebu Said el-Hudri (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Beş ukiyyeden az miktar gümüşte zekat yoktur. En aşağı üç yaşındaki beş deveden aşağısında zekat yoktur. Beş vesk miktarının aşağısındaki
hububatta da zekat yoktur’ buyurdu.”
 
Ukiyye: Kırk dirhemdir. Beş ukiyye ise iki yüz dirhem eder.
 
Vesk: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’in Sa’ı ile 60 sa’ miktardır. Bir sa’ ise 1040 dirhem ayarındaki bir ölçektir. Beş vesk ise net 1000
gram etmektedir.
 
Buhari 1331, Müslim 979/1, Malik 1/244, Ebu Davud 1558, Nesei 2473, Tirmizi 626, Darimi
1/384, İbni Mace 1793, İbni Huzeyme 2294, İbni Hibban 3282, İbnu’l-Carud 340, Ahmed 3/6

 
(14) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Semanın ve pınarların veya sulanmaksızın kendi damarlarıyla topraktan su emip yetişmiş olan
mahsuller için onda bir zekat, kuyu ve dolapla sulananlarda ise yirmide bir zekat vardır’ buyurdu.”
 
Buhari 1412, Müslim 980/7, Ebu Davud 1596,
Nesei 2487, 2488, Tirmizi 640, İbni Mace 1817,
İbni Huzeyme 2308, İbni Hibban 3285, İbnu’l- Carud 348, Darekutni 2/130, Begavi 1580

 
(15) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) Enes (Radiyallahu Anh) ’ı zekat amili yaptığında Allah’ın, Rasulüne
emrettiği zekat miktarlarını açıklayan bir mektup yazmıştı. O mektupta; Kimin zekat bedeli ‘Bintu
mehada ulaşır ve mal sahibinin yanında ‘Bintu mehad’ bulunmaz ve onun yanında ‘Bintu lebun’
olursa, o kabul edilir. Zekat amili, mal sahibine yaş farkı olarak yirmi dirhem veya iki koyun verir.
Mal sahibinin yanında ‘Bintu mehad’ bulunmaz ve onun yanında ‘İbnu Lebun’ bulunursa, o kabul edilir. Mal sahibine yaş farkı olarak bir şey
verilmez.”
 
Buhari 1373
 


 
Balın Zekatı

 
(16) Ebu Seyyare el-Mukti (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e:
−Ya Rasulallah! Benim arılarım var dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Onlardan çıkan balın onda birini zekat olarak öde!’ buyurdu.
Ben:
−Ya Rasulallah! Arıları benim için himaye ettir dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onları benim için himaye ettirdi.”
 
İbni Mace 1823, 1824, İbnu’l-Carud 350, Ebu Davud 1600, Nesei 2498, İbni Huzeyme 2325,
Ebu Ubeyd 1489, Albânî İrva 810

 
(17) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Balın zekat farizasında her on zikkada bir zıkka zekat vardır’ buyurdu.”
 
Zikka: İçine sıvı maddeler konan deriden yapılma kaptır.
 
Tirmizi 629

 
(5) Zekat Olarak Verilmeyecek Mallar
(18) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) , Enes (Radiyallahu Anh) ’ı zekat amili yaptığında Allah’ın, Rasulüne
emrettiği zekat miktarlarını açıklayan bir mektup yazmıştı. O mektupta: zekat verirken malın yaşlısı, kusurlusu, damızlık döl hayvanı çıkarılmaz. Ancak zekat amilinin bunları kabul etmesi müstesnadır.”
 
Not: Zekat için verilen hayvan yaşlı ve kusurlu olur, zekat toplayan memur da onu zekat farizası olarak kabul ederse bu müstesnadır. Hakeza zekat
farizası olarak eda edilen damızlık hayvan olur zekat mükellefi de onu gönülden gelerek veriyor
ise, yine bu da müstesnadır, yani kabul edilir.
 
Buhari 1382

 


Zekat Malı Toplu İse Ayrılmaz! Ayrık İse Toplanmaz!

 
(19) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle rivayet etti:
“Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) , Enes (Radiyallahu Anh) ’ı zekat amili yaptığında Allah’ın, Rasulüne
emrettiği zekat miktarlarını açıklayan bir mektup yazmıştı. O mektupta: zekat verme endişesiyle, ayrı ayrı bulunan zekat malları bir araya
toplanmaz. Toplu bulunanların arası da ayrılmaz...”
 
Buhari 1375

 
(20) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle rivayet etti:
“Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) , Enes (Radiyallahu Anh) ’ı zekat amili yaptığında Allah’ın, Rasulüne
emrettiği zekat miktarlarını açıklayan bir mektup yazmıştı. O mektupta: iki karışık sürüden oluşan sürünün zekatında, bu karışık sürünün sahipleri
kendi aralarında adaletli bir seviyede müracaat ederler.”
 
Buhari 1376

 
(21) Suveyd bin Gafele (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ben zekat amili olarak gittiğimde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Sütlü hayvanları alma, ayrık olanları birleştirme, toplu olanların arasını ayırma...’ buyurdu.”
 
Ebu Davud 1579, Nesei 2456, İbni Mace 1801
 


 
Mâdenlerin Zekatı

 
(22) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) dedi ki:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Hayvanın zarar ve ziyanı hederdir, kuyunun zararı hederdir, madenin zararı hederdir tazminat lazım
gelmez. Rikazda beşte bir oranında vergi vardır’ buyurdu.”
 
Rikaz: Gömülü olan herhangi bir maden, hazine vb. şeylerdir.
 
Buhari 1429, Müslim 1710/45, Malik 1/249, Ebu Davud 3085, Nesei 2494, Tirmizi 1377, Darimi
1/393, İbni Mace 2509, İbnu’l-Carud 372, İbni Hibban 6005, Ahmed 2/239, Albânî İrva 812
 


 
İstifade Edilen Malların Zekatı

 
(23) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Herkim bir mal elde eder ve ondan istifade ederse, onun üzerinden bir sene geçmedikçe o mala zekat yoktur’ buyurdu.”
 
Tirmizi 626, Malik 1/246/1, Beyhaki 4/104,
Begavi 1576, Albânî İrva 3/254
 


 
Zekat Amillerini Memnun Etmek

 
(24) Cerir bin Abdullah (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bedevilerden bazı kimseler Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e gelip:
−Zekat amilleri bize geliyor ve bizlere zulmediyor dediler.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Zekat amillerini zekatlarınızı güzellikle ödeyerek razı ediniz’ buyurdu.”
 
Müslim 989/29, Ebu Davud 1589, Nesei 2459,
Begavi 1253, Albânî Cami 901
 


 
Zekat Verenlere Zekat Amillerinin Dua
Etmesi

 
(25) Abdullah bin Ebi Evfâ (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Herhangi bir kavim Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e zekatlarını getirdiği zaman, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Allahumme Salli Ala Fulân’ der dua ederdi. Babam Ebu Evfâ zekatını getirdiğinde, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Allahumme Salli Ala Ebi Evfâ’ diye dua etti.”
 
Buhari 1424, Müslim 1078, Ebu Davud 1590,
Nesei 2458, İbni Mace 1796
 


 
Zekat Amillerinin Zekat Verenlere
Zulmetmemesi!

 
(26) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) , Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh) ’ı Yemen’e gönderirken ona:
‘Şüphesiz ki sen, ehli kitap bir kavme gidiyorsun, onların yanına vardığın vakit önce onları La İlahe
İllallah Muhammede’r-Rasulullah’a şehadet getirmeye davet et. Eğer onlar şehadet getirmede sana itaat ederlerse, Allah’ın kendilerine her gün
ve gecede beş vakit namaz kılmayı farz kıldığını haber ver.
Onlar bu beş vakit namaz kılma hususun da sana itaat ederlerse, Allah’ın kendilerine zekatı farz
kıldığını, bu zekatın onların zenginlerinden alınıp fakirlerine verileceğini de haber ver. Onlar bu
zekat hususunda da sana itaat ederlerse, onların yanında en kıymetli olan malı zekat malı olarak
almaktan sakın ve mazlumun bedduasından kork.
Çünkü mazlum ile Allah’ın arasında perde yoktur (duasına icabet eder)’ buyurdu.”
 
Buhari 1423, Müslim 19/29, Ebu Davud 1584,
Nesei 2434, Tirmizi 625, Darimi 1/379, İbni Mace
1783, İbni Hibban Mevarid 156, Tabarani
Mucemu’l-Kebir 12408, Ahmed 1/233, Begavi 1557
 


 
Köleye ve Binite Zekat Yoktur!

 
(27) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Müslüman kimseye atı ve kölesi için zekat yoktur’ buyurdu.”
 
Buhari 1390, Müslim 982/8, Malik 1/277, Ebu Davud 1595, Nesei 2469, Tirmizi 628, Darimi
1/384, İbni Mace 1812, İbni Hibban 3273, İbnu’l- Carud 355, Begavi 1073, Ahmed 2/242
 


 
Tahsil Edene Kadar Borç Paraya Zekat
Yoktur!

 
(28) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Borç parada onu alana kadar zekat vermek yoktur.”
 
İbni Ebi Şeybe 3/54, Albânî İrva 784
(14) Vakti Gelmeden Zekat Vermenin Caizliği

 
(29) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) , Ömer (Radiyallahu Anh) ’ı zekat toplamak için gönderdi.
İbnu Cemil, Halid bin Velid ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’in amcası Abbas (Radiyallahu Anh) ’ın zekatlarını vermediği kendisine söylendi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘İbnu Cemil zekattan nasıl imtina edilebilir ki? O fakir iken Allah kendisini zengin etmişti. Halid’e
gelince siz ona haksızlık ediyorsunuz! Halid zırhını ve bütün silahlarını Allah yolunda hapsetmiştir.
Abbas bin Abdulmuttalip’e gelince onun zekatı (daha önce verilmiş olup) bir misli ile beraber
benim üzerimdedir’ buyurdu...”
 
Müslim 983/11, Buhari 1397, Nesei 2463, 2464

 
(30) Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Abbas bin Abdulmuttalib, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e zekatını henüz vakti gelmeden acele edip ödeme hususunda talepte bulundu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) ’da ona bu hususta ruhsat verdi.”
 
İbnu’l-Carud 360, Ebu Davud 1624, Tirmizi 679,
Darimi 1/385, İbni Mace 1795, Hâkim 3/332,
Beyhaki 4/111, Albânî İrva 857
 


 
Zekatın Verileceği Yerler

 
(31) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Zekatlar Allah’tan bir farz olarak;
 
1) Fakirlere,
2) Miskinlere,
3) Zekat amillerine,
4) Kalpleri İslam’a ısındırılacak olanlara,
5) Kölelik altında bulunanlara,
6) Borçlulara,
7) Allah yolunda cihat edenlere ve
8) (Yolda kalmış) Yolculara mahsustur. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Tevbe 60
 


 
Zenginlere Zekat Verilemez!

 
(32) Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Zekat almak, zengin ve uzuvlarında noksan olmayan kimselere helal değildir’ buyurdu.”
 
İbnu’l-Carud 363, Buhari Tarihu’l-Kebir 3/329,
Ebu Davud 1634, Nesei 2592, Tirmizi 652, Darimi 1/386, İbni Mace 1893, İbni Ebi Şeybe 3/97/1,
Abdurrezzak 7155, Begavi 1599, Albânî İrva 877
 


 
Ehli Beyt, Zekat Amilliği Yapamaz!

 
(33) Abdulmuttalib bin Rabîa bin el-Haris rivayet edip şöyle dedi:
“Rabîa bin el-Haris ve Abbas bin Abdulmuttalib toplanıp, Beni ve Fadl’ı kast ederek Vallahi şu iki
oğlanı Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e göndersek, bunlar Onunla konuşsalar, O da bunları zekat üzerine amil tayın etse. Zekat amili
kimselerinin yaptıklarını yapsalar, onların aldığı ücreti bunlar da alsalar, şeklinde konuştular.
Abdulmuttalib dedi ki:
−Onlar bu şekilde konuşurlarken, Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) geldi ve önlerinde durdu. Bu meseleyi ona da söylediler.
Bunun üzerine Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) :
−Bunu yapmayın! Vallahi Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu yapmaz dedi.
Rabîa bin el-Haris itiraz edip:
−Vallahi sen bunu bize hasedinden yapıyorsun.
Sen Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’in damatlığına eriştin de biz seni asla haset etmedik dedi.
Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) :
−Peki, iki oğlanı gönderin dedi. İkisi çıkıp gittiler, Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) ’de yan üstü
uzandı.
Abdulmuttalib şöyle dedi:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öğle namazını kıldırınca ondan önce hücresine gidip hücrenin yanında durduk. Nihayet Rasulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geldi ve
kulaklarımızı tuttuktan sonra:
−‘İçinizde sakladığınız şeyleri çıkarın’ buyurdu.
Sonra hücreye girdi, biz de yanına vardık. Kendisi o gün Zeyneb binti Cahş (Radiyallahu Anha) ’nın
yanındaydı. Biz her ikimiz de sözü diğerimize havale edip söze başlamasını bekledik. Sonra
birimiz şöyle konuştu:
−Ya Rasulallah! Sen insanların en iyisisin ve insanlara pek çok iyilikler ulaştırırsın. Bizler buluğ çağına varmış haldeyiz. Biz sana şu zekatlardan
bazısına bizleri zekat memuru tayin etmen için geldik. Eğer memur tayin edersen, onların eda ettiği görevi biz de eda ederiz, onların isabet ettiği
gelire biz de isabet ederiz dedi. Rasulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uzun müddet, hatta biz tekrar konuşmak isteyinceye kadar sukut etti.
Tam bu sırada Zeyneb binti Cahş (Radiyallahu Anha) , perdenin arkasından bizlere:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile konuşmayın diye işaret etmeye başladı. Bundan
sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
−‘Şüphesiz bu zekat amilliği Muhammed’in ailesine yaraşmaz. Sadaka insanların kirleridir.
Mahmiyyeyi (Bu şahıs ganimetlerden alınan beşte bir gelirin sorumlusu idi) ve Haris bin Abdulmuttalib oğlu Nevfeli bana çağırın’ dedi.
Bunlar Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’in yanına geldiklerinde. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) Mahmiyyeye, Fadl bin Abbas’ı göstererek:
−‘Kızını bu gence nikâh et’ buyurdu. Mahmiyye kızını Fadl’a nikâhladı. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Nevfel bin el- Haris’e:
−‘Kızını bu gence nikâhla’ buyurdu. O da kızını bana nikâhladı. Müteakiben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mahmiyyeye:
−‘Bu gençler için kızlara humus malından şu kadar, şu kadar mehir ver’ buyurdu.”
 
Müslim 1072/167, Ebu Davud 2985, Nesei 2608,
Ebu Ubeyd 841, Ahmed 17521, Albânî İrva 879

 


Ehli Beytin Zekat Alması Yasaklanmıştır!

 
(34) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ali (Radiyallahu Anh) ’ın oğlu Hasan (Radiyallahu Anhuma) zekat hurmasından bir hurma alıp
ağzına koydu. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Kıh kıh onu at’ dedi. Sonra da Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Sen bizim zekat malından yemediğimizi bilmiyor musun?’ buyurdu.”
 
Müslim 1069/161, Buhari 1419, Darimi 1/386,
İbni Hibban 3294, Begavi 1605, Ahmed 2/444

 
(35) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e yiyecek bir şey getirildiğinde, bu hediye midir, yoksa sadaka
mıdır? diye sorardı. Eğer sadakadır denirse, ashabına yiyin der kendisi yemezdi. Eğer hediyedir
denirse elini ona vurur ashabı ile beraber ondan kendisi de yerdi.”
 
Buhari 2373, Müslim 1077/175, İbni Hibban
6382, Begavi 1608, Ahmed 2/492

 
(36) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Berire (Radiyallahu Anha) kendisine sadaka olarak verilmiş olan bir et parçasını Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ’e hediye etti.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
‘Bu et Berire’ye bir sadakadır, bize ise bir hediyedir’ buyurdu.”
 
Müslim 1074/170, Buhari 1422, Ebu Davud 1655,
Nesei 3454, İbni Hibban 5115
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol