Adak konusu!
ADAK KONUSUAdak adamayınız, çünkü adak kaderden hiçbir şeyi değiştirmez :
“ … Ebû Hureyre r.a dan. Resûlullah s.a.v buyurdular ki :
Adak adamayınız, çünkü adak kaderden hiç bir şeye fayda etmez ; onunla sâdece cimriden mal çıkarılır . “
Müslim : 5. c .1640 .n
“ … Bize Said ibnu’l Haris tahdis etti ki, kendisi Abdullah ibn Ömer den işitmiştir ; o şöyle diyordu :
- Onlar adak adamaktan nehyolunmadılar mı ?. Şüphesiz ki Peygamber s.a.v şöyle buyurdu :
Muhakkakki adak , hiçbir şeyi kaderin önüne geçirmez ve kaderden de geriye bırakmaz. onun la sâdece cimriden mal çıkarılır . “
Buhari : 14. c .6566 .s
Adak vesilesiyle sadece cimriden mal çıkarılır :
“ … Abdullah ibn Ömer r.a .şöyle demiş:
Resûlullah s.a.v bir gün bizi adak adamaktan nehyetmeğe başladı ve : O hiç bir şeyi geri çevirmez ; onunla sâdece cimriden mal çıkarılır , buyurdu .“
Buhari : 14 .c . 6498 .s - Müslim : 5. c .1639 .n
Adak, Rahmani ve şeytani olmak üzere iki kısmdır;
“.. Resulullah s.a.v’e Nezr’in hakikatı nedir ? diye soruldu. Allah resulü s.a.v:
- Nezr iki kısımdır. Allah için, şeytan için . Allah için olanının kefareti vefadır, sadakattır. – yani yerine getirmektır – Şeytan için olanın da ise adak yerine getirilmez . Böyle bir adağın kefareti ise, yemin kefaretidir. “
Beyhaki.
Ma’siyette Adak yoktur :
“ … Aişe r.anha’dan . Dedi ki :
Resulullah s.a.v şöyle buyurdu :
Ma’siyette adak yoktur ve bunun kefareti , yemin kefaretidir. “
Tirmizi : 3. c .1562 .n
“ … Aişe r.anha’dan. Dedi ki :
Resulullah s.a.v şöyle buyurdu :
Her kim Allah’a itaat etmeyi adamışsa , itaat etsin. Kim de isyan etmek için adamışsa , isyan etmesin. “
Tirmizi : 3. c .1562 .n
Malik olmadığı ve ma’siyet olan bir konuda kulun üzerine adak düşmez :
“ … Sabin bin ed-Dahhak r.a’dan . Dedi ki :
Resulullah s.a.v şöyle buyurdu :
Malik olmadığı şey de kulun üzerine adak düşmez .“
Tirmizi : 3. c .1566 .n
“ … Imrân b .Husayn r.a'dan. Şöyle demiştir :
Sakîf ( kabilesi ) Benî Ukayl'in müttefiki idiler. Derken Sakîf Resulullah s.a.v'in ashabından iki kişiyi esîr ettiler . Resulullah s.a.v’in ashabı da Benî Ukayl'den bir kişi esîr ettiler ; onunla birlikte Adbâ' ismindeki deveyi de aldılar. Adam pran gada olduğu halde Resulullah s.a.v onun üzerine geldi.
Adam : - Yâ Muhammed! diye seslendi. Peygamber s.a.v onun yanına gelerek :
- Ne istiyorsun ?, diye sordu.
Adam :
- Beni niçin aldın ? Ve hacıları geçen deveyi niçin aldın? dedi .
S.a.v :
- Seni müttefiklerin olan Sakîfin cinayetinden dolayı aldım! cevâbını verdi. Sonra ondan ayrılıp gitti . Adam tekrar ona seslenerek :
- Yâ Muhammed, yâ Muhammed dedi . Resulullah s.a.v merhametli ve nezaketli idi. Bu sebeple ona dönerek :
- Ne istiyorsun ?, diye sordu.
Adam :
- Ben müslümanım, dedi .
Resulullah s.a.v :
- Eğer bu sözü hürriyetin elinde iken söylemiş olsaydın tamamiyle kurtulurdun! cevâbını verdi. Sonra çekildi gitti . Adam tekrar kendilerine seslenerek :
- Yâ Muhammed ! Yâ Muhammed! dedi.
Peygamber s.a.v yine yanına gelerek:
- Ne istiyorsun ?, diye sordu.
Adam : - Ben açım, beni doyur; susuzum , beni sula! dedi.
ResûlüIIah s.a.v :
- Bunlar senin ihtiyacındır, dedi . Sonra bu adam o iki kişiye fidye yapıldı.
İmrân b.Husayn sözüne şöyle devam etmiş:
Ensârdan da bir kadın esir edildi; Adbâ - denilen deve - dahî ele geçirildi . Kadın bağlı idi . Halk develerini evlerinin önünde dinlendiriyorlardı . Derken bir akşam bu kadın bağdan boşanarak develerin yanına geldi. Kadın bir deveye yaklaştı mı hayvan böğürüyordu . Nihayet Adbâ'ın yanına vardı. Fakat o böğürmedi; hem de pişkin bir deve idi.
.. Hemen arka tarafına oturdu. Sonra hayvanı sürerek yola revan oldu . Kadının kaçtığını hissederek aradılar taradılar fakat kadın onla rı âciz bıraktı. Bir de eğer Allah kendisini kurtarırsa bu deveyi boğazlamayı Allah için nezretti . Medine'ye gelince halk kendisini görerek : İşte Adbâ' ResûluIIah s.a.v ’in devesi !., dediler.
Kadın, eğer Allah kendisini bu devenin üzerinde kurtarırsa onu mutlaka boğazlamayı nezrettiğini söyledi . Bunun üzerine ResûluIIah s.a.v'e gelerek meseleyi kendisine anlattıklarında , Allah resulü s.a.v :
- - Sübhânâllah ! Onu ne kötü cezalandırmış ! Eğer Allah kendisini bu nun üzerinde kurtarırsa onu mutlaka boğazlamayı nezretmiş ! Günaha girmek için yapılan nezirle kulun elinde olmayan bir şeye yapılan nezrin îfâsı yoktur, buyurdular. “
İbni Hucr'un rivayetinde ise :
« Allah'a isyân etmek için nezir olmaz ! » denilmiştir.
Müslim : 5. c .1641 .n
“ … Enes r.a dan . Dedi ki : Pey gamber s.a.v, iki oğlunun arasında götürülen bir ihtiyar görerek :
- Buna ne olmuş ?, diye sormuş . Dediler ki: - Yürümeyi nezretmiş.
Resulullah s.a .v :
- Şüphesiz ki Allah bu adamın kendini azâb etmesinden müstağnidir , buyurmuş ve hayvana binmesini emretmiştir.“
Müslim : 5. c .1642 .n
“ … İbni Abbâs'dan. Peygamber s.a.v hutbe yaparken güneşte dikilmiş bir adam gördü ve onun ismini ve halini sordu.
Sahabiler: - O ebu İsrail’dir. Ayakta dikilmeye, oturmamaya, güneşin altında dikilmeye, konuşmamaya ve bu şekilde oruc tutmaya nezretmiş, dediler. Bunun üzerine Peygamber s.a.v o zata :
- Konuşsun, gölgelensin,otursun ve orucunu tamamlasın , diye emretti. “
Buhari : 14 .c . 6572. S
Adak adanmış ise o yerine getirilmeli:
“ . . . Amr b . Şu'ayb'ın, babası vasıtasıyla dedesinden rivayet ettiğine göre:
Bir kadın Peygamber s .a.v'e gelip ;
" Ya Rasûlallah,ben senin huzurunda def çalmayı adadım " dedi .
Peygamber s.a.v: " Nezrini yerine getir " buyurdu.
Kadın: Ben, - cahiliye ehlinin kurban kestikleri yeri işaret ederek - şöyle şöyle bir yerde kurban kesmeyi adadım ,dedi.
Rasûlullah s.a.v : “ Saneme’mi kesmek için nezrettin ? "
kadın: “ Hayır “ dedi.
Allah resulü s.a.v :
" Vesene mi kesmek için nezrettin ? “
kadın : “ Hayır “ dedi.
Resulullah s.a.v: “ Nezrini yerine getir " buyurdu .“
Ebu Davud : 4 / 3312 .n
“ … Ömer r.a’dan. Dedi ki ben Resûlullah s.a.v’e :
- Ya Rasulallah ! ben cahiliye devrinde Mescidi haram’da bir gece i’ tikaf etmeyi adamıştım, ne yapayım ?.
Resulullah s.a.v :
- Adağını yerine getir, buyurdu . “
Buhari : 14 .c . 6569. S