ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣﻤﻦ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢ
Kur'an ve Sünnet

YOLCULUK İle İlgili Dua'lar

BİNEĞE VEYA TAŞITA BİNERKEN YAPILAN DUÂ:
 
((بِسْمِ اللهِ،الْحَمْدُ ِللهِ {سُبْحانَ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ * وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنقَلِبُونَ} اَلْحَمْدُ ِللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ، اَللهُ أَكْبَرُ، اَللهُ أَكْبَرُ، اَللهُ أَكْبَرُ، سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ ليِ،فَإِنَّهُ لاَيَغْفِرُ الدُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ ))
 
206- “Bismillah.Hamd, Allah’adır.Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederiz.Yoksa biz buna güç yetiremezdik.Şüphesiz ki biz,(âhirette) Rabbimize döneceğiz. Hamd, Allah’adır.Hamd, Allah’adır.Hamd, Allah’adır.Allah en büyüktür.Allah en büyüktür.Allah en büyüktür.Allahım! Seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim.Ben nefsime zulmettim, beni bağışla.Çünkü günahları ancak sen bağışlarsın.”[259]
 
YOLCULUĞA ÇIKARKEN YAPILAN DUÂ:
(( اَللهُ أَكْبَرُ،اَللهُ أَكْبَرُ،اَللهُ أَكْبَرُ {سُبْحانَ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ * وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنقَلِبُونَ} اَللَّهُمَّ إِناَّ نَسْأَلُكَ فيِ سَفَرِناَ هَذاَ الْبِّرَّ وَالتَّقْوَى، وَمِنَ الْعَمَلِ ماَ تَرْضَى، اَللَّهُمَّ هَوِّنْ عَلَيْناَ سَفَرِناَ هَذَا وَاطْوِ عَنَّا بُعْدَهُ، اَللَّهُمَّ أَنْتَ الصَّاحِبُ فيِ السَّفَرِ، وَالْخَلِيفَةُ فيِ الأَهْلِ، اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ وَعْثاَءِ السَّفَرِ وَكَآبَةِ الْمَنْظَرِ وَسُوءِ الْمُنْقَلَبِ فيِ الْماَلِ وَاْلأَهْلِ ))
207- “Allah en büyüktür.Allah en büyüktür.Allah en büyüktür.Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ı tüm noksanlıklar-dan tenzih ederiz.Yoksa biz buna güç yetiremezdik.Şüphesiz ki biz, Rabbimize döneceğiz.Allahım! Senden, bu yolculuğumuzda iyilik ve takva, râzı olacağın amel dileriz.Allahım! Bu yolculuğu-muzu bize kolaylaştır ve onun uzaklığını bize yakın kıl.Allahım! Sen, yolculukta dost ve âilemiz için vekilsin.Allahım! Yolculuğun meşakkatinden, üzücü manzara (görmekten), âilem ve malımda kötü değişiklikler (ile karşılaşmaktan) sana sığınırım.”
Yolculuktan dönünce bu duâyla birlikte şunu da söyler:
 
(( آيِبُونَ تاَئِبُونَ، عاَبِدُونَ، لِرَبِّناَ حاَمِدُونَ ))
“Biz, (yolculuktan, vatanımıza selâmet içerisinde) dönenler, tevbe edenler, ibâdet edenler, Rabbimize hamd edenleriz.”[260]
BİR KÖY VEYA BELDEYE GİRERKEN YAPILAN DUÂ:
 
(( اَللَّهُمَّ رَبَّ السَّماَواَتِ السَّبْعِ وَماَ أَظْلَلْنَ، وَرَبَّ الأَرَضِينَ السَّبْعِ وَماَ أَقْلَلْنَ، وَرَبَّ الشَّياَطِينَ وَماَ أَضْلَلْنَ، وَرَبَّ الرَّياَحِ وَماَ ذَرَيْنَ. أَسْأَلُكَ خَيْرَ هَذِهِ الْقَرْيَةِ وَخَيْرَ أَهْلِهاَ، وَخَيْرَ ماَ فِيهاَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهاَ وَشَرِّ أَهْلِهاَ وَشَرِّ ماَ فِيهاَ ))
 
208- “Yedi kat gök ve onun gölgelediklerinin Rabbi, yedi kat yer ve onun barındırdıklarının Rabbi, şeytanlar ve onların saptırdıklarının Rabbi, rüzgârlar ve onların sürükleyip götürdükle-rinin Rabbi olan Allahım!Bu köyün, bu köy halkının ve bu köyde bulunanların hayırlısını senden dilerim.Bu köyün şerrinden, bu köy halkının şerrinden ve bu köyde bulunanların şerrinden sana sığınırım.”[261]
 
ÇARŞI VE PAZARA GİRERKEN YAPILAN DUÂ:
 
(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ، يُحْيِي وَيُمِيتُ وَهُوَ حَيٌّ لاَ يَمُوتُ، بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلىَ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ))
 
209- “Allah’Tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.O, birdir ve O'nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır.O, yaşatır ve öldürür.O, diridir, ölmez. Her türlü iyilik, O’nun elindedir. O, her şeye gücü yetendir.”[262]
 
BİNEK TÖKEZLEYİNCE YAPILAN DUÂ:
 
(( بِسْمِ اللهِ ))
 
210- “Allah’ın adıyla.”[263]
 
YOLCUNUN GERİDE KALANLAR İÇİN YAPACAĞI DUÂ:
 
(( أَسْتَوْدِعُكُمُ اللهَ الَّذِي لاَ تَضِيعُ وَداَئِعُهُ ))
 
211- “Sizi, kendisine bırakılan emânetler kaybolmayan Allah’a emânet ederim.”[264]
 
 
 
GERİDE KALANLARIN YOLCU İÇİN YAPACAĞI DUÂ:
 
(( أَسْتَوْدِعُ اللهَ دِينَكَ، وَأَماَنَتَكَ، وَخَواَتِيمَ عَمَلِكَ )) 
 
212- (2/1) “Dinini, emânetini ve işlerinin âkibetini Allah’a emânet ederim.”[265]
 
(( زَوَّدَكَ اللهُ التَّقْوَى،وَغَفَرَ ذَنْبَكَ،وَيَسَّرَ لَكَ الْخَيْرَ حَيْثُ مَا كُنْتَ ))
 
213- (2/2) “Allah seni takva ile rızıklandırsın, günahını bağışlasın ve nerede olursan ol, senin için hayırlı olanını kolaylaştırsın.”[266]
 
YOLCULUK SIRASINDA TEKBİR VE TESBİH GETİRMEK:
 
214- Câbir-Allah ondan râzı olsun- şöyle dedi:
 
“Bizler, (Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte) yükseğe çıkınca ‘Allahu Ekber’, aşağı inince de ‘Subhanallah’ derdik.”[267]
 
YOLCUNUN, SEHER VAKTİNE GİRDİĞİNDE YAPACAĞI DUÂ:
 
(( سَمِعَ ساَمِعٌ بِحَمْدِ اللهِ، وَحُسْنِ بَلاَئِهِ عَلَيْناَ. رَبَّناَ صاَحِبْناَ، وَأَفْضِلْ عَلَيْناَ عاَئِذاً بِاللهِ مِنَ النَّارِ ))
 
215- “Üzerimize olan lütfundan dolayı Allah’a yaptığımız hamdi işiten işitti.Rabbimiz! Bize yoldaş ol ve bize ihsanda bulun! Cehennemden Allah’a sığınırım.”[268]
 
YOLCULUK SIRASINDA VEYA BAŞKA ZAMANDA BİR YERDE KONAKLAYINCA YAPILAN DUÂ:
 
(( أَعُوذُ بِكَلِماَتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ ماَ خَلَقَ ))
 
216- “Yarattıklarının şerrinden, Allah’ın noksansız kelimele-rine sığınırım.”[269]
 
YOLCULUKTAN DÖNÜNCE YAPILAN DUÂ:
 
217- Her tepenin üzerinde üç defa ‘Allahu Ekber’  der, sonra şöyle duâ eder:
 
(( لاَ إِلَهَ إَلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ، وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ، آيِبوُنَ، تاَئِبُونَ، عاَبِدُونَ، لِرَبِّناَ حاَمِدُونَ، صَدَقَ اللهُ وَعْدَهُ، وَنَصَرَ عَبْدَهُ، وَهَزَمَ اْلأَحْزَابَ وَحْدَهُ ))
 
“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O birdir ve O'nun hiçbir ortağı yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır.O, her şeye gücü yetendir.Biz, (yolculuktan, vatanımıza selâmet içerisinde) dönenler, tevbe edenler, ibâdet edenler, Rabbimize hamd edenleriz.Allah va'dinde durdu, kuluna yardım etti ve (düşman) grupları yalnızca O hezimete uğrattı.”[270]


 



[259] Ebu Dâvud, (3/34); Tirmizi (5/501); bkz. Sahih-i Tirmizi (3/157).
[260] Müslim, (2 / 998).
[261] Hakim, sahih olduğunu söylemiş İmam Zehebi de muvafakat etmiştir, (2/100); İbn-i es-Sünnî (h.524); Hafız, hasen olduğunu söyler, el-Ezkâr’, thk, (5/154) .Abdulaziz b. Baz; “Nesâi, hasen bir isnadla rivâyet etmiştir” der. bkz. Tuhfetu’l-Ahyar (s.37).
[262] Tirmizi, (5/291); Hâkim, (1/538); Elbâni, Sahih-i İbn-i Mâce (2/21); Sahih-i Tirmizi (3/152).
[263] Ebu Dâvud, (4/296); Elbâni, sahihtir der. Bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (3/941).
[264] Ahmed, (2/403); İbn-i Mâce (26943). Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/133).
[265] Ahmed, (2/7); Tirmizi, (5/499). Bkz. Sahih-i Tirmizi (2/155).
[266] Tirmizi. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/155) bak.
[267] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (6/135).
[268] Müslim, (4/2086).  [ سَمِعَ سَامِعٌ ] şeklinde okunduğunda; "Üzerimize olan güzel nimet ve muâmeleleri için Allah'a yaptığımız hamde bir şahit şahitlik yaptı" anlamına gelir. [ سَمَّعَ سَامِعٌ ] şeklinde okunduğunda ise; "Bu sözü işiten, onu bir başkasına iletti  ve aynısını söyledi" anlamındadır.Bu, seher vaktinde zikir ve duâ yapmanın öneminin beyanı içindir."Rabbimiz! Bize yoldaş ol ve bize ihsanda bulun" sözü ise; hoşa gitmeyen şeyleri bizden uzaklaştır, bizi koru, üzerimize nimet, lütuf ve fazlını ihsan et" anlamındadır.Bkz. Nevevi Şerhi (17/39).
[269] Müslim, (4/2080).
[270] Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- hac veya bir gazve için gittiği sefer dönüşünde bu duâyı yapardı. Buhâri, (7/13); Müslim, (2/980).
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol