ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣﻤﻦ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢ
Kur'an ve Sünnet

SABAH VE AKŞAM YAPILAN DUÂLAR:



SABAH VE AKŞAM YAPILAN DUÂLAR:
 
(( اَلْحَمْدُ للهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ ))
 
“Hamd, yalnızca Allah’adır. Salât ve selâm, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan Muhammed'in üzerine olsun.”[103]
 
{اللَّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ} [سورة البقرة الآية: 255]
"Allah, O'ndan başka ilah olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, Hayy, Kayyûm’dur (her an yarattıklarını gözetendir). Göklerde ve yerde olan ancak O'nundur. O' nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini, işleyeceklerini bilir.O'nun dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar.Kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır,onların gözetil-mesi O'na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür."[104]
 
76- (24/2) Üç kere:
 
   
 
{قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ * اللَّهُ الصَّمَدُ * لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ * وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ} [سورة الإخلاص]
 
Bismi’llahirrahmânirrahîm “De ki: O Allah birdir. Allah Samed’dir, (her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaçtır). O doğurmamış ve doğmamıştır.Hiç bir şey O'na denk değildir.”[105]
   
{قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ * مِن شَرِّ مَا خَلَقَ * وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ * وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ * وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ} [سورة الفلق]
Bismillahirrahmânirrahîm “De ki: "Yarattıklarının şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere üfleyen büyü-cülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasetçilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım.”[106]
   
{قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ * مَلِكِ النَّاسِ * إِلَهِ النَّاسِ * مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ * الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ * مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ} [سورة الناس]
Bismillahirrahmânirrahîm "De ki: İnsanlar ve cinlerden olup insanların göğüslerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrin-den, insanların Rabbi, insanların hükümdârı ve insanların ilahı olan Allah'a sığınırım.” [107]
(( أَصْبَحْنَا وَأَصْبَحَ الْمُلْكُ ِللهِ وَالْحَمْدُ ِللهِ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ، رَبِّ أَسْأَلُكَ خَيْرَ مَا فيِ هَذَا الْيَوْمِ وَخَيْرَ مَا بَعْدَهُ   وَ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا فِي هَذَا الْيَوْمِ وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ، رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكَسَلِ، وَسُوءِ الْكِبَرِ، رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابٍ فِي النَّارِ وَعَذابٍ فِي الْقَبْرِ ))
 
77- (24/3) “Mülk, Allah’a âit olduğu halde sabahladık.[108] Hamd Allah’adır.Allah’tan başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir  ilah yoktur.O, tektir ve ortağı yoktur.Mülk O’nundur.Hamd, O’nadır. O, her şeye gücü yetendir. Rabbim! Senden bu günde olan ve bu günden sonraki hayrı ister;[109]  bu günün şerrinden ve bu günden sonraki şerden de sana sığınırım.Rabbim! Tembellikten ve ihtiyar-lığın kötülüğünden sana sığınırım.Rabbim! Cehennem ve kabir azabından sana sığınırım.”[110]
 
(( اَللَّهُمَّ بِكَ أَصْبَحْنَا، وَبِكَ أَمْسَيْنَا، وَبِكَ نَحْيَا، وَبِكَ نَمُوتُ وَ إِلَيْكَ النُّشُورُ ))
 
78- (24/4) “Allahım! Senin yardımınla sabahlar ve yine senin yardımınla akşamlarız.[111] Senin yardımınla yaşar ve senin yardımınla ölürüz.Ve dönüş, yalnızca sanadır..”[112]
 
 (( اَللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ خَلَقْتَنيِ وَ أَنَا عَبْدُكَ، وَ أَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلََىَّ، وَأَبُوءُ بِذَنْبيِ فَاغْفِرْ ليِ فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ ))
 
79- (24/5) “Allahım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Beni sen yarattın ve ben senin kulunum.Gücüm yettiğince sana verdiğim söz üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım.Üzerimdeki nimetini ve günahlarımı kabul ediyorum.Beni bağışla.Şüphesiz günahları ancak sen bağışlarsın.”[113]
 
(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَصْبَحْتُ أُشْهِدُكَ وَأُشْهِدُ حَمَلَةَ عَرْشِكَ، وَمَلاَئِكَتَكَ وَجَمِيعَ خَلْقِكَ، أَنَّكَ أَنْتَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ وَحْدَكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ، وَأَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُكَ وَرَسُولُكَ ))
80- (24/6) (Dört kere) “Allahım! Senin kendinden başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah olmayan Allah olduğuna ve Muhammed’in de senin kulun ve elçin olduğuna; seni, senin arşını taşıyanları, meleklerini ve bütün yarattıklarını şahit tutarak sabahladım[114].”[115]
(( اَللَّهُمَّ مَا أَصْبَحَ بِي مِنْ نِعْمَةٍ أَوْ بِأَحَدٍ مِنْ خَلْقِكَ فَمِنْكَ وَحْدَكَ لاَشَرِيكَ لَكَ، فَلَكَ الْحَمْدُ وَلَكَ الشُّكْرُ ))
 
81- (24/7) “Allahım! Benim veya kullarından biri yanında sabaha[116] çıkan her nimet sadece sendendir.Senin ortağın yoktur. Hamd, yalnızca sanadır. Şükür de sanadır.”[117]
 
(( اَللَّهُمَّ عَافِنِي فيِ بَدَنِي، اَللَّهُمَّ عَافِنيِ فيِ  سَمْعيِ، اَللَّهُمَّ عَافِنيِ فيِ بَصَرِي، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ وَالْفَقْرِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ، لاَ إِلَهَ إِلاَ أَنْتَ ))
 
82- (24/8) (üç kere) “Allahım! Bedenime âfiyet ver. Allahım!Kulağıma âfiyet ver.Allahım! Gözüme âfiyet ver.Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. Allahım! Küfürden ve fakirlikten sana sığınırım.Kabir azabından sana sığınırım. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.”[118]
 
((حَسْبِيَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ، عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ، وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ ))
 
83- (24/9)  (Yedi kere) “Allah bana yeter.O’ndan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Ben, yalnızca O’na tevekkül ettim.O, yüce arşın Rabbidir.”[119]
 
(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلـُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فيِ الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ، اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلـُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فيِ دِينيِ وَدُنْيَايَ وَأَهْليِ، وَمَاليِ، اَللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِي، وَآمِنْ رَوْعَاتِي، اَللَّهُمَّ احْفَظْنيِ مِن بَيْنِ يَدَيَّ، وَمِنْ خَلْفِي، وَعَنْ يَمِينيِ، وَعَنْ شِـمَاليِ، وَمِـنْ فَوْقِي، وَأَعُوذُ بِعَظَمَتِكَ أَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْتيِ ))
 
84- (24/10) “Allahım! Dünya ve âhirette senden af ve âfiyet dilerim.Allahım! Dinim, dünyam, âilem ve malım hakkında senden af ve âfiyet dilerim.Allahım!Ayıplarımı gizle ve beni korkularımdan emin kıl.Allahım!Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek belâlara karşı) koru. Altımdan yere batırılarak helak edilmekten senin azametine sığınırım”[120]
 
(( اَللَّهُمَّ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَـادَةِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ، رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ نَفْسِي، وَمِنْ شَرِّ الشَّيْطَانِ وَشِرْكِهِ، وَأَنْ أَقْتَرِفَ عَلَى نَفْسِي سُوءاً، أَوْ أَجُرَّهُ إِلىَ مُسْلِمٍ ))
 
85- (24/11) “Gizli ve âşikarı bilen, göklerin ve yerin yaratıcısı Allahım! Her şeyin Rabbi ve sahibi! Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmadığına şehâdet ederim. Nefsimin şerrinden sana sığınırım.Şeytan ve şirkinin şerrinden, nefsime kötülük etmekten veya o kötülüğü bir müslümana götürmekten sana sığınırım.”[121]
 
(( بِسْمِ اللهِ الَّذِي لاَيَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فيِ الأَرْضِ وَلاَ فيِ السَّمَاءِ، وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ))
 
86- (24/12) (Üç kere) “İsmiyle yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla (başlarım). O, hakkıyla işiten ve her şeyi bilendir.”[122]108
 
(( رَضِيـتُ بِاللهِ رَبًّا، وَبِالإِسْلاَمِ دِيناً، وَبِمُحَمَّدٍ صَلَّىالله ُعَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَبِيّاً ))
 
87- (24/13) (Üç kere) “Rab olarak Allah’tan, dîn olarak İslam’dan, Peygamber olarak Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’den râzı oldum.”[123]
 
(( يَاحَيُّ يَا قَيوُّمُ! بِرَحْمَتِكَ أَسْتَغِيثُ، أَصْلِحْ ليِ شَأْنِي كُلَّهُ، وَلاَ تَكِلْنيِ ِلىَ نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنٍ ))
88- (24/14) “Ya Hayy, Ya Kayyûm!Senin rahmetinle yardım dilerim.Bütün işlerimi düzelt ve beni göz açıp kapayınca kadar    –bile  olsa- nefsime bırakma.”[124]
(( أَصْبَحْنَا وَأَصْبَحَ الْمُلْكُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ،اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ هَذَاالْيَوْمِ، فَتْحَهُ وَنَصْرَهُ وَنُورَهُ، وَبَرَكَتَهُ، وَهُدَاهُ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا فِيهِ وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ“
89- (24/15) “Mülk, Âlemlerin Rabbi Allah’ın olduğu halde sabahladık.[125] Allahım! Senden bu günün[126] hayrını, fethini, zaferini, nûrunu, bereketini ve hidâyetini dilerim.Onda ve sonrasındaki şerden sana sığınırım.”[127]
(( أَصْبَحْنَا عَلَى فِطْرَةِ الإِسْلاَمِ،وَعَلَى كَلِمَةِ اْلإِخْلاَصِ،وَعَلَى دِينِ نَبِيِّنـَا مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَعَلَى مِلَّةِ أَبِينَا إِبْرَاهِيمَ، حَنِيفاً مُسْلِماً وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ))
90- (24/16) “İslâm fıtratı, ihlas kelimesi ve Nebîmiz Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in dini üzere; hanif ve müslüman olan, müşriklerden olmayan babamız İbrahim’in milleti üzere sabaha eriştik.”[128]
91- (24/17) (Yüz kere):
 
(( سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ ))
 
 “Allah’a hamdederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”[129]
 
92- (24/18) On kere, tembellik gösterilirse bir defa[130]:
 
(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ))
 
“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve hiçbir ortağı yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır.
 
O, her şeye gücü yetendir.”[131]
 
93- (24/19) Sabahlayınca yüz kere:
 
(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ))
 
“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve hiçbir ortağı yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, her şeye gücü yetendir.”[132]
 
94- (24/20)  Sabahlayınca üç kere:
 
(( سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ، عَدَدَ خَلْقِهِ، وَرِضَا نَفْسِهِ، وَزِنَةَ عَرْشِهِ وَمِدَادَ كَلِمَاتِهِ ))
 
“Yarattıklarının sayısınca, kendisinin râzı olacağı kadar, arşının ağırlığı ve kelimelerinin çokluğunca hamdederek Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”[133]
 
95- (24/21) Sabahlayınca:
 
(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْماً نَافِعاً وَرِزْقاً طَيِّباً وَعَمَلاً مُتَقَبَّلاً ))
 
 “Allahım!Senden, faydalı bir ilim, temiz bir rızık ve Kabul olunan bir amel dilerim.”[134]
 
96- (24/22) Günde yüz kere:
 
(( أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ ))
 
“Allah’tan mağfiret diler ve O’na tevbe ederim.”[135]
 
97- (24/23) Akşamlayınca üç kere:
 
(( أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ ))
 
 “Yarattıklarının şerrinden, Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.”[136]
 
98- (24/24) On kere:
 
(( اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسلِّمْ عَلَى نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ ))
 
 “Allahım! Peygamberimiz Muhammed’e salât ve selâm eyle.”[137]

 

[103] Enes b. Mâlik Radıyallahu anh’den; Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’e isnâden şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Sabah namazından güneş doğana kadar Allah’ı zikreden bir topululukla oturmam, İsmâil soyundan dört kişiyi azad etmemden bana daha sevimlidir. İkindi namazından güneş batana kadar Allah’ı zikreden bir toplulukla oturmam dört kişiyi azad etmemden bana daha sevimlidir.” Ebu Dâvud, (h.3667). Elbâni, hadisin hasen mertebesinde olduğunu söyler. Bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (2/698).
[104] Bakara Sûresi: 255
"Kim bunu sabahladığı zaman okursa akşam oluncaya kadar cinden kuronur. Kim de akşamladığı zaman bunu okursa sabah oluncaya kadar cinlerden korunur." Hakim (1/562). el-Elbânî, hadisin sahih olduğunu İmam Nesâi ve Taberâni’ye isnâd ederek söyler ve Taberâni’nin senedinin ceyyid olduğunu ekler. Bkz. Sahihu’t Terğib ve’t Terhib (1/273).
[105] İhlas Sûresi
[106] Felak Sûresi
[107] Nas Sûresi
"Kim bunu sabahladığı ve akşamladığı zaman üç kere okursa her şeye karşı onu korur." Ebu Dâvud (4/322), Tirmizi (5/567). Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/182).
[108] Akşam olunca; “Mülk, Allah’ın olduğu halde akşamladık.” şeklinde söylenir.
[109] Akşam da; “Rabbim Senden bu gece olan ve bu geceden sonraki hayrı ister; bu gecenin şerrinden ve bu geceden sonraki şerden de Sana sığınırım.” şeklinde söylenir.
[110] Müslim (4/2088).
[111] Akşam olunca; “Allah’ım, Senin yardımınla akşamlar ve yine Senin yardımınla sabahlarız. Senin yardımınla yaşar ve yine Senin yardımınla ölürüz. Ve dönüş Sanadır.” şeklinde söylenir.
[112] Tirmizi (5/466), Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/142).
[113]  “Kim bunu akşamladığı zaman içtenlikle inanarak söyler de o gece ölürse, cennete girer.Sabahladığı vakit yaparsa da böyledir.” Buhâri, (7/150).
[114] Akşam da; “akşamladım” şeklinde söylenir.
[115] “Kim sabahladığı veya akşamladığı zaman dört kere bunu söylerse, Allah onu cehennemden azad eder.” Ebu Dâvud (4/317), Buhâri, Edeb’l- Müfred (h.1201); Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.9); İbn-i es-Sünnî, (h.70). Allâme b. Baz, Nesâi ve Ebu Dâvud’un isnadlarının hasen olduğunu söyler; Bkz. Tuhfetu’l-Ahyâr (s.23).
[116] Akşamleyin; “akşama çıkan..” şeklinde söylenir.
[117] “Kim bunu sabahladığı vakit söylerse gününün şükrünü eda etmiştir. kim de bunu akşamladığı vakit söylerse gecesinin şükrünü eda etmiştir.” Ebu Dâvud (4/318), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.7), İbn-i es-Sünnî (h.41), İbn-i Hibbân, Mevârid (h.2361). Abdulaziz b. Baz, isnadın hasen mertebesinde olduğunu söyler; Bkz. Tuhfetu’l-Ahyar (s.24).
[118] Ebu Dâvud (4/324), Ahmed (5/42), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.22), İbn-i es-Sünnî (h.69), Buhâri Edebu’l-Müfred. Allâme Abdulaziz b. Baz, isnadın hasen mertebesinde olduğunu söyler; Bkz. Tuhfetu’l-Ahyar (s.26).
[119] “Kim bunu sabahladığı ve akşamladığı zaman yedi kere söylerse, onu üzen dünya ve âhiret işlerine Allah kâfidir” İbn-i es-Sünnî (h.71) merfû, Ebu Dâvud (4/321) mevkûfen tahric etmiştir. Şuayb ve Abdülkâdir el-Arnavût isnadının sahih olduğunu söylemişlerdir. Bkz. Zâdu’l-Meâd (2/376).
[120] Ebu Dâvud, İbn-i Mâce; Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/332).
[121] Tirmizi, Ebu Dâvud; Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/142).
[122] “Sabah ve akşam  üç kere söyleyene bir şey zarar vermez.” Ebu Dâvud (4/323), Tirmizi (5/465), İbn-i Mâce ve Ahmed tahric etmiştir. Allâme Abdulaziz b. Baz,  isnadının hasen olduğunu kaydeder; Tuhfetu’l-Ahyar (s.39). Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/332).
[123]  “Bunu sabah ve akşam üç kere söyleyeni razı etmesi, kıyamet günü Allah üzerine hak olur.” Ahmed (4/337), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l Leyle (h.4), İbn-i es-Sünnî (h.68), Ebu Dâvud (4/418), Tirmizi (5/465); Abdulaziz b. Baz, “hadis hasendir” der, Tuhfetu’l-Ahyar (s.39).
[124] Hakim’in sahih olduğunu söylemesine, İmam Zehebi muvafakat eder, (1/545). Bkz. Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib, (1/273).
[125] Akşamleyin: “Mülk, Âlemlerin Rabbi Allah’ın olduğu halde akşamladık.” şeklinde söylenir.
[126] Akşam: “Allahım! Senden bu gecenin hayrını, fethini, zaferini, nûrunu, bereketini ve hidâyetini dilerim.Ondaki ve sonrasındaki şerden sana sığınırım.” şeklinde söylenir.
[127] Ebu Dâvud (4/322); Şuayb ve Abdülkâdir el-Arnavût, isnadının hasen olduğunu söylemişlerdir; Bkz. Zâdu’l-Meâd (2/273)
[128] Ahmed (3/406-407); İbn es-Sünnî, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.34). Bkz. Sahihu’l-Câmî (4/209).
[129] “Sabahladığı veya akşamladığı zaman yüz kere bunu söyleyen kimse, başkası da onun kadar veya daha çok söylemedikçe; kıyâmet günü’ne onun getirdiğinden daha faziletli bir amel getiremez." Müslim (4/2071).
[130] Ebu Dâvud (4/319), İbn-i Mâce, Ahmed (4/60). Bkz. Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib (1/270), Sahih-i Ebî Dâvud (3/957), Sahih-i İbn-i Mâce (2/331), Zâdü’l-Meâd (2/377).
[131] Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.24). Bkz. Sahihu’t -Terğib ve’t-Terhib (1/272); Abdulaziz B. Baz, Tuhfetu’l-Ahyâr (s.44); fazileti hk. bkz. a.g.e. (s.146, h.255).
[132]  “Bunu günde yüz kere söyleyen, on köle azad etmiş kadar sevap alır. Bununla ona yüz hasene yazılarak ondan yüz günah silinir. Akşamlayıncaya kadar o gün şeytandan korunur. Bundan daha çok amel işleyen bir kimseden başka hiç kimse onun getirdiğinden daha faziletlisini getirmez.” Buhâri (4/95), Müslim (4/2071).
[133] Müslim (4/2090)
[134] İbn-i es-Sünnî, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.54), İbn-i Mâce (h.925). Şuayb ve Abdulkâdir el-Arnavût, isnadının hasen oldunu söylemişlerdir. Bkz. Zâdü’l-Meâd (2/375).
[135] Bkz. Buharî, Fethu’l-Bâri 11/101 Müslim (4/2075.
[136] “Kim akşamladığı zaman bunu üç kere söylerse, o gecenin humması ona zarar veremez.” Ahmed (2/290), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.590), İbn-i es-Sünnî (h.68). Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/187), Sahih-i İbn-i Mâce (2/266), Tuhfetu’l-Ahyar (s.45).
[137] “Kim sabahladığı zaman on kere ve akşamladığı zaman on kere bana salât getirirse, kıyâmet günü şefaatim ona ulaşır.” Hâdisi Taberâni, biri “Ceyyid” olmak üzere iki senedle hadisi tahric etmiştir. Bkz. Mecmeu’z-Zevâid (10/120), Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib (1/273).
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol