| Kasten Oruç Tutmamanın Kaza ve Keffaretine Dair Tahkik
Ebu Muaz el-Çubukâbâdî
Bismillah.
Hafız İbn Hacer’in el-Metalibu’l-Aliye adlı derlemesinde geçen şu iki hadis hakkında soruldu:
1. Hadis: Said b. el-Museyyeb’in Orucun Kazasına Dair Mürseli
El-Metalibu’l-Aliye, No: 953- Musedded (b. Muserhed); Yahya (b. Said el-Kattan) – (Muhammed) b. Aclan – el-Muttalib (b. Abdillah b. Hanteb) - Saîd b. el-Müseyyeb isnadıyla rivayet ediyor:
أن رجلا أتى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال : « إني أفطرت يوما في رمضان . قال : » تصدق لما صنعت ، وصم يوما مكانه ، واستغفر الله عز وجل
“Bir zat, Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem)’e gelerek: “Ben, Ramazan'dan bir gün oruç bozdum” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de: “Bu yaptığından dolayı sadaka ver. Sonra onun yerine bir gün oruç tut ve Aziz ve Celil olan Allah'tan bağışlanma dile” buyurmuştur.
Cevap: Bunu İbn Ebi Şeybe (2/515) de rivayet etmiştir. İbnu’l-Museyyeb’e kadar ulaşan isnad hasendir, ancak rivayet mürseldir. Her ne kadar bir kısım ulema Said b. el-Museyyeb’in mürsellerini en kuvvetli mürsellerden görmüş olsalar da, mürsel hadise teknik olarak sahih denmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu rivayet, tek başına hüccet getirmeye elverişli değildir. Şayet hüccet olabilseydi, ramazan ayından bir günü cima dışında bir sebeple bozan kimsenin bunu birebir kaza edebileceğine delil olurdu.
*Uyarı: Metalibu’l-Aliyye tercümesinde: “Ramazandan bir gün yedim” şeklinde çevrilmiştir. Doğru tercümesi “bir gün oruç bozdum” şeklinde olmalıdır. Zira arapça metinde geçen “iftar” ibaresi hem yeme içme hem de cima ile orucun bozulmasını kapsayan bir ifadedir.
2. Hadis: İbn Ömer Radıyallahu anhuma’nın Keffarete Dair Rivayeti
El-Metalibu’l-Aliyye no: 954: Ebu Ya’la (10/90 no: 5725); Sehl b. Zencele er-Razî – Es-Sabbah b. Muharib – Harun b. Antera – Habib b. Ebi Sabit - İbn Ömer radıyallahu anhuma isnadıyla rivayet ediyor:
جاء رجل إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال * إني أفطرت يوما في رمضان قال من عذر ولا سفر قال نعم قال بئس ما صنعت قال أجل فما تأمرني قال أعتق رقبة قال والذي بعثك بالحق ما ملكت رقبة قط قال فصم شهرين متتابعين قال فلا أستطيع ذلك قال فأطعم ستين مسكينا قال والذي بعثك بالحق ما أشبع أهلي قال فأتي النبي صلى الله عليه وسلم بمكتل فيه تمر فقال تصدق بهذا على ستين مسكينا قال إلى من أدفعه قال إلى أفقر من تعلم قال والذي بعثك بالحق ما بين قتريها أهل بيت أحوج منا قال فتصدق به على عيالك
“Bir adam Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek: “Ramazan'dan bir gün oruç bozdum” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Mazeretsiz veya yolculuk haricinde mi?” diye sordu. Adam: “Evet” deyince, “Ne kötü yapmışsın” buyurdu. Adam: “Peki bana ne yapmamı emredersiniz?” diye sordu. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bir köle azat et” buyurdu. Adam: “Seni hak ile gönderene yemin ederim ki, ben hiç bir zaman bir köleye sahip olmadım” dedi. “Öyleyse iki ay peş peşe oruç tut” buyurdu. “Seni hak ile gönderene yemin ederim ki, buna güç yetiremem” dedi. “Öyleyse altmış yoksulu doyur” buyurdu. “Seni hak ile gönderene yemin ederim ki, ben kendi ailemi bile doyuramıyorum” dedi. Derken Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e içi hurma dolu bir küfe getirildi. “Al bunu altmış yoksula tasadduk et” buyurdu. Adam: “Kime vereyim?” diye sordu. “Bildiğin en fakir kimselere” buyurunca “Seni hak ile gönderene yemin ederim ki, Medine'nin iki taşlığı arasında bizden daha muhtaç aile yoktur” dedi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Öyleyse onu kendi aile tasadduk et” buyurdu.”
Cevap: Hadisin isnadında gelince; aynısını Taberani el-Evsat’ta (8/132) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare’de (13/157) aynı tarikten rivayet etmiştir. Heysemi’nin dediği gibi ravileri güvenilir görünmektedir. Lakin Harun b. Antera bunu Habib b. Ebi Sabit’ten an’ane ile rivayet etmiştir ve Harun’un Habib ile karşılaştığı veya işittiğine dair bir bilgiye ulaşamadım. İsnadı munkatı olabilir.
Hadisin isnadı ile ilgili diğer bir illet ravinin hatasıdır:
Darekutni el-İlel’de (12/430) “Harun b. Antera bunu Habib b. Ebi Sabit – İbn Ömer yoluyla rivayet ederek isnadda vehmetmiştir. Doğrusu: Habib b. Ebi Sabit – Talk b. Habib – Said b. el-Museyyeb isnadıyla mürsel olarak rivayetidir. Mihran b. Ebi Amr ise; es-Sevri - Habib b. Ebi Sabit – Said b. el-Museyyeb – Ebu Hureyre tariki ile rivayet etmiştir. Sahih olan mürsel olmasıdır” demiştir. Mihran b. Ebi Amr zayıftır.
İbn Ebi Hatim de el-İlel’de (3/5) babasından ve Ebu Zur’a’dan şöyle dediklerini nakletmiştir: “Bunda hata vardır, Habib bunu ancak Talk – Said b. el-Museyyeb yoluyla mürsel olarak rivayet etmiştir. Hatanın kimden kaynaklandığını bilmiyorum”
Bu rivayetin, zikredilen illetlerden selamete kavuşabileceğini farzedersek, metinle ilgili sorunlara geçebiliriz:
Burada da el-Metalibu’l-Aliyye tercümesindeki, ilk hadiste zikrettiğim aynı hataya dikkat çekmek gerekir. Zira bu hadiste de “bir gün oruç bozdum” diye tercüme edilmesi gereken “eftartu yevmen” ibaresi; “bir gün oruç yedim” diye tercüme edilmiş ve hadisin sanki orucun; bir şey yeme suretiyle bozulması üzerine varid olduğu şeklinde anlaşılmasına sebep olunmuştur.
Hadis, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatında meydana gelen malum bir kıssanın rivayetinden ibarettir ve mahfuz rivayetlerde kıssa sahibinin orucunu, cima ile bozduğu tasrih edilmiştir:
Buhari (1936) ve Muslim (1111) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet ediyorlar:
“Bir adam Rasûlüllâh r’e gelerek: ‘Helâk oldum ya Rasulallâh!’ dedi. Rasûlüllâh r: ‘Seni helak eden nedir?’ diye sorunca, adam: ‘Ramazan’da aileme yanaştım’ diye cevap verdi. Bunun üzerine Nebî r: ‘Azad edilecek kölen var mı?’ diye sordu. Adam: ‘Hayır’ dedi. Nebî r: ‘Aralıksız iki ay oruç tutabilir misin?’ diye sordu. Adam: ‘Hayır’ dedi. Nebî r: ‘Altmış tane fakiri doyurabilir misin?’ diye sordu. Adam: ‘Hayır’ dedi. Bunun üzerine Nebî r adama: ‘Otur’ dedi. O da oturdu. Bu arada Nebî r’e bir kök hurma getirildi. Nebî r adama: ‘Şunları sadaka ver’ buyurdu. Adam: ‘Şu iki siyah taşlık arasında bizden daha fakir olan kimse yoktur’ deyince, Nebî r ön dişleri görünecek derecede güldü. Sonra Nebî r: ‘Şunu alıp çoluk çocuğunu doyur’ buyurdu.”
Ebu Davud’un (2393) rivayetinde şu ziyade vardır: “Bir gün oruç tut ve Allah'tan bağışlanma dile!” el-Elbânî rahimehullah sahih demiştir.
Ebu Hureyre’den gelen rivayetin bazı tariklerinde kıssa sahibinin orucunu ne şekilde bozduğu tasrih edilmeksizin zikredilmiştir. Bkz.: Beyhaki (4/225).
İbn Huzeyme (1943) ve İbn Hibban’ın (8/293) rivayetlerinde ise kıssa sahibinin orucunu cima ile bozduğu rivayetin sonunda ravi tarafından açıklanmıştır.
Zehebî et-Tenkih’te (no:342); Ebu Ma’şer – Muhammed b. Ka’b – Ebu Hureyre radıyallahu anh yoluyla:
أنَّ رجُلاً أكل في رمضانَ ، فأمرهُ النبيُّ [صلى الله عليه وسلم] أن يعتقَ رقبةً ، أو يصومَ شهرينِ ، أو يطعمَ ستين مسكيناً
“Bir adam Ramazandan bir gün yemişti, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ona bir köle azat etmesini veya iki ay oruç tutmasını ya da altmış yoksulu doyurmasını emretti” lafzıyla rivayet edildiğini söylemiş ve ardından: “Ebu Ma’şer bir şey değildir” diyerek bu rivayetin münker olduğuna dikkat çekmiştir.
Bu kıssa Buhari ve Muslim’in Aişe radıyallahu anha’dan (no:1112) rivayeti ile de gelmiştir ve Muslim’in metninde bedevinin orucunu cima ile bozduğu tasrih edilirken, Ebu Ya’la’nın (8/125, 237) rivayetinde ise gelen adamın orucunu ne suretle bozduğu tasrih edilmeksizin “ramazandan bir gün bozduğu” lafzıyla gelmiştir. Yine Sa’d b. Ebi Vakkas radıyallahu anh’den gelen rivayetin durumu da bu şekildedir.
Dolayısıyla bütün bu rivayetler tek bir kıssa hakkındadır ve bu kıssaya dair rivayetlerin bazısında bedevinin orucunu ne şekilde bozduğunun tasrih edilmemesi, bunun cima ile bozulduğunu tasrih eden sika hafızların mahfuz rivayetlerine karşı hüccet olamaz.
Meseleyle İlgili Şüphe Oluşturabilecek Diğer Rivayetler:
1- Beyhaki (4/229); … Yahya el-Himmânî – Huşeym – Leys b. Ebi Suleym – Mucahid – Ebu Hureyre radıyallahu anh isnadıyla rivayet ediyor:
أن النبي صلى الله عليه وسلم أمر الذي أفطر في رمضان يوما من رمضان بكفارة الظهار
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Ramazanda bir gün oruç bozan kişiye zıhar keffareti emretti.”
Zıhar keffareti iki ay peşpeşe oruç tutmaktır. İsnadında bulunan Yahya el-Himmânî hakkında İmam Ahmed: yalancı demiştir. Leys zayıftır.
2- Nesaî, Sunenu’l-Kubra’da (5/350 no: 9118); Muhammed b. Abdila’lâ – el-Mu’temir – Fudayl – Ebu Hureyz – Eyfe’ yoluyla rivayet ediyor:
أن أيفع حدثه * أنه سأل سعيد بن جبير عمن أفطر في رمضان قال كان بن عباس يقول من أفطر في رمضان فعليه عتق رقبة أو صوم شهر أو إطعام ثلاثين مسكينا قلت ومن وقع على امرأته وهي حائض أو سمع أذان الجمعة ولم يجمع ليس له عذر قال كذلك عتق رقبة
“Eyfe’, Said b. Cubeyr’e ramazanda oruç bozan kimse hakkında sorunca şöyle dedi: “İbn Abbas radıyallahu anhuma şöyle derdi: “Kim ramazanda oruç bozarsa onun bir köle azat etmesi veya bir ay oruç tutması veya otuz yolsul doyurması gerekir.” Ben dedim ki: “Peki hayızlı eşine yanaşan veya Cuma ezanını işittiği halde özürsüz olarak cumaya gelmeyen ne yapar?” Dedi ki: “O da aynı şekilde bir köle azad eder.”
Bunun isnadında Eyfe’ ve Ebu Hureyz zayıftırlar.
Ramazanda Kasten Yeme ve İçmeyle Oruç Bozmanın Kazası ve Keffareti Yoktur
Abdurrazzak (4/198) İbn Ebi Şeybe (2/516) Taberani (9/314) ve Beyhaki (4/229); Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh’den rivayet ediyor:
مَنْ أَفْطَرَ يَوْمًا مِنْ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ عِلَّةٍ لَمْ يُجْزِهِ صِيَامُ الدَّهْرِ حَتَّى يَلْقَى اللهَ عَزَّ وَجَلَّ، فَإِنْ شَاءَ غَفَرَ لَهُ، وَإِنْ شَاءَ عَذَّبَهُ
“Kim herhangi bir illet olmaksızın ramazandan bir gün oruç tutmazsa/bozarsa Allah Azze ve Celle ile karşılaşacağı güne kadar bütün ömrünü oruçlu geçirse de bunu karşılamaz. Allah onu dilerse bağışlar, dilerse azab eder.”
Mevkuf olarak sahihtir. Bunun şahidi olan diğer rivayette:
مَنْ أَفْطَرَ يَوْمًا مَنْ رَمَضَانَ مُتَعَمِّدًا مِنْ غَيْرِ عِلَّةٍ ثُمَّ قَضَى طُولَ الدَّهْرِ لَمْ يُقْبَلْ مِنْهُ
“Kim kasten, bir illet bulunmaksızın ramazandan bir gün oruç tutmaz/bozar da sonra ömrü boyunca kaza ederse bu ondan kabul edilmez” şeklinde gelmiştir. Beyhaki (4/229) rivayet etmişlerdir. İbn Ebi Şeybe (2/516) aynısını Ali radıyallahu anh’den rivayet etmiştir.
Buhari bunun aynısını Sahih’inde Ebu Hureyre radıyallahu anh’den merfuan, muallak olarak temriz sigasıyla zikretmiştir. İbn Hacer, Tagliku’t-Talik’te isnadını İbn Huzeyme’nin Sahih’inden naklederek (no: 1987) zikretmiştir. Yine Ahmed (2/386, 442, 470) Ebu Davud (2396) İbn Mace (1672) Tirmizi (723) ve başkaları aynı yoldan rivayet etmişlerdir. Ancak isnadında İbnu’l-Mutavvis ve babası meçhuldur.
Yine İbn Hacer Taglik’te ve İbn Hazm el-Muhalla’da Ebu Hureyre radıyallahu anh’den aynısını mevkuf olarak sahih isnadla zikretmişlerdir.
Bu konuda sahabeden gelen daha başka rivayetler de vardır ki isnadları söz götüren rivayetler olduğundan burada zikretmeyeceğim.
Hulasa:
Ramazan ayında özürsüz olarak oruç tutmamak veya mazeretsiz olarak ramazan orucunu yeme veya içmeyle bozmak imana ve islama aykırı olan büyük bir cürümdür. Bunun ne kazası ne de keffaretine dair bir nas gelmemiştir. Sahabe, sonrakilerin yaptıkları gibi; orucu yiyerek bozanı, cima ile bozana kıyaslamamışlardır. Vaktinde eda edilmeyen bir ibadetin kazası ancak bu konuda emredici bir nas ile meşru olur. Bununla ilgili bir nas bulunmadığından böyle bozulan bir orucu kaza etmek de meşru değildir. Kaza edilebileceğine dair görüşler tabiin’den bazılarından maktu olarak nakledilmiştir. Bunlar ise hüccet değildir.
Allah en iyi bilendir. Hamd ve minnet Allah’adır. | | |
|